göreceli olarak doğrudur. ancak ikinci yeniciler akımı ile şiirin ve liriğin önü açılmıştır. bu akım öncesinde özellikle geleneksel şiirin sıkı savunucularının var olduğu dönemde onlara göre şair olmak çok zordu, edebiyat otoriteleri sizi şairimsi olarak nitelendirirdi, hele ki nurullah ataç gibi hayata ve her şeye karşı ketum bir tutum içinde olan bir yazar sizin hakkınızda bir eleştri kaleme aldığında, siz yazın dünyasından silinip giderdiniz.
sonra cemal süreya'lar edip cansever'ler sezai karakoç'lar geldi. iyiki varlardır ayrıca. geleneksel şiirin tüm tabularını yıkarak serbest şiirin önünü açtılar ve bunu yaparken insanların nazarlarını aruzdan uyaktan kafiyeden çok, öz ve önermenin derinliğine celb ettiler.
çok tehlikeli bir iş yaptılar o döneme bakılacak olursa, aslında çığır açtılar, türk şiirini şekilcilikten kurtarıp ,özcü yaptılar ve başardılar, tekrar etmek icab etmektedir, iyi ki varlar.
ayrıca tüm olumsuz eleştrilere rağmen, onlar şair değil olamaz söylemine rağmen, ne hikmetse, sezailerin, cemal süreya'ların edip canseverler'in kitapları elimizden, şiirleri dilimizden düşmüyor, neden acaba? *