Problemin çok farklı yönleri olmakla beraber bir kaçına değinmeye çalışalım:
Öncelikle, toplumun hemen hepsi tarafından kabul edilmiş insan var mıdır? Elbette yok. Bu açıdan ülke sathında yaşamını sürdüren tüm insanlara hizmet etmek maksadıyla, bizzat onların alın terleriyle ödedikleri vergiler yordamıyla kurulan bir müesseseye bir insanın ismini vermek sakıncalıdır ve kimsenin de hakkı değildir! Bu kişi her kim olursa olsun, ismi bir müesseseye verilmemelidir. Şayet hatırası yaşatılmak isteniyorsa bunun daha farklı yolları bulunmalıdır. Fakat halka hizmet için, halkın vergileriyle kurulan müesseseler her anlamda nötr kalmalılar.
Türkiye, kabul edilsin ya da edilmesin bazı ideolojilerin tesiri altında fanatikleşmiş insan gruplarından oluşmaktadır. Sağcısı, solcusu, milliyetçisi ve liberali mevcut olmakla beraber bu gruplar da kendi aralarında ittifak halinde değiller. Siyasi, dini ve kültürel anlamda çok ciddi ayrılıklar mevcut. Bu gerçeğin farkına varılması ve bilinen hassasiyetlerin kaşınmaması önemlidir. Bu yönden kamu hizmeti için kurulan müesseselere şahısların isminin verilmesi doğru değildir. Gerek de yoktur.
işin garip tarafı Kamu kurum ve kuruluşları arasında yalnızca üniversiteler bu haksız uygulamanın kurbanı olmaktadırlar. Kim, hangi hakla milletin parasıyla yapılmış bu üniversitelere, milletin tamamı tarafından kabul görmeyen kişilerin isimlerini verebilir?
Neymiş efendim, devlete hizmet etmiş, vefa borcuymuş.
Bedava mı hizmet etmiş millete? Duyan da, sözüm ona "devlete hizmet etmiş" bu insanlar; milyarlarca liralık maaşdan, görev süresi boyunca devletin her türlü imkanlarından, emekli olurken kallavi miktar ikramiyeden ve lüks bir emeklilik hayatından fedakarlık etmiş zannedecek!!! Peh peh peh.
Kardeşim, devlete hizmet eden çatır çatır maaşını da aldı, ikramiyesini de aldı ve ölene kadar krallar gibi de yaşıyor. Görev süresi boyunca yedi sülalelerini devletin imkanlarında yüzdürmeleri de cabası! Neyin hizmetinden, neyin vefasından bahsediyoruz Allah aşkına? Şayet üniversitelere birilerinin ismi verilecekse üç kuruş paraya bu ülkenin madenlerinde kömür tozu yutan, üç kuruş aylığa belediye temizlik işlerinde çalışan eli - ayağı öpülesi yüce insanların ismi verilsin. Bu ülkenin asıl sahipleri, ülkeye asıl hizmet edenler onlar. Kallavi sofralarda göbek büyütenlere gelene kadar bu vatanın nice evlatları var!
Her kim olursa olsun, isminin herhangi bir kamu kuruluşuna verilmesini doğru bulmuyorum.