birinde 68. dakikada oyuna dahil olmuş,
birinde 25.dakikada oyundan alınmış,
birine 36.dakikada kıçına tekmeyi koyan eski sevgilisini yad etmiş futbolcudur.
terinin son damlasına kadar savaşan ve küçükken sahip olduğu kırmızı rugan ayakkabılardan kendine yaptığı kramponları unutmayan, mahalle maçlarında herkes bir topun peşinden koştururken yaşlı bir teyzenin pazar arabasını taşımasına yardım edebilecek kadar duyarlı bir çocukluğu mazisinde barındıran yüce kalpli beyefendi bir tiptir. bir keresinde kendisini oyundan çıkarmak isteyen antrenörüne "seninle çalışmak zorunda mıyım" diyebilecek delikanlılığa da sahiptir.
tabii ki bunlar yalnızca benim zihnimdeki futbolcuyu yansıtıyor. subjektifse objektif bakıp kendimi eleştirmeyi de bilirim şayet. he bir de 9'unu da 25.dakikada oyundan alındığı maçta attı, diğer maçlarda ayağına top bile değmedi. gollerin 7'si penaltıdan 2'si boş kaleyeydi, zira bu adam sol bek oyuncusuydu abi, zaten pek ileri de çıkmazdı kendisi.
