romantik, sanat aşığı bir ruha sahip, özel bir insan.
peer gynt eseri ile ilgili araştırma yapılırken karşılanılan güzel ve etkileyici bir yazıda kendisi hakkında iki öykü bulunmakta. ilki zamanın tozuyla hayalgücünün etkisiyle oluşmuş ikincisi zihni bey'in oğlunun ağzından.
--spoiler--
Cumhuriyetin ilk yıllarında, klasik Batı müziğine çok meraklı olan genç bir Türk diplomatı, Avrupa ülkelerinden birinde, büyük Norveçli müzisyen Edvard Grieg'in henrik ibsen'in oyununa dayanarak bestelediği "Peer Gynt" süitini izler. Ulusal romantik akıma mensup Grieg'in Norveç halk ezgilerinden esinlenerek yarattığı bu eser, genç diplomatımızın ruhuna işlemiştir. Kuzey Avrupa'daki bu uzak ülkede doğan halk müziği, üstün yetenekte bir sanatçının ince dehasıyla işlenince, Anadolu'da yetişmiş, duyarlı ruha sahip genç Türkün yüreğinde yer etmiştir. Diplomatımız eserden o kadar çok etkilenmiştir ki, soyadı kanunu çıktığında, oyunun kahramanı ve süitin adı olan Peer Gynt'ü, Türkçe yazılışıyla "Pergünt" şeklinde aile ismi olarak almıştır.
--spoiler--
--spoiler--
Benim öykümde diplomat olan kişinin asıl mesleği askerlikmiş. Birinci ismi Zihni olan genç, müzik tutkunu bir subaydır. Üsteğmenken gözlük takmaya başlar ve kurmay olması riske girer. Bunu anlayınca istanbul Hukuk Fakültesi'ne girer ve kariyerine askeri hâkim olarak devam eder.
Oğlu Hakan Pergünt, babasıyla ilgili olarak şunları anlattı: "Babam yurtdışında görevli olarak Kore ve Japonya da bulundu. Sene 1950-52 olmalı... 1961 yılında ordudan emekli olarak ayrıldı. Sonrasında noter ve avukat olarak çalıştı. Babam kitap okumayı, Klasik Batı Müziği ve Türk Sanat Müziği dinlemeyi çok severdi. 5 bin adede yakın plaktan oluşan bir koleksiyonu vardı. Bunu şu nedenle söylüyorum: Henrik Ibsen'in oyununa dayanarak Edvard Grieg'in bestelediği Peer Gynt adlı eserin o senelerde Türkiye'de gösteriminin yapılıp yapılmadığını veya kitabının yayınlanıp yayınlanmadığını bilmiyorum. Eğer yayınlandıysa belki kitabını okumuş olabilir. Ama bizim için kesin olan bir şey varsa, o da Edvard Grieg'in Peer Gynt adlı eserini çok beğendiği ve her zaman dinlediği... Soyadını da bu beğeni dolayısıyla almış. Zaten kendi böyle söylerdi."
Hakan Pergünt babasıyla ilgili olarak şunları da eklemeden edemiyor: "Kişi olarak katıksız bir romantikti. Duygusaldı ve yaşamayı inanılmaz derecede seven bir insandı. 78 yaşında vefat etti. Son ana kadar bir gün muhakkak Katmandu'ya gideceğini söylerdi."
--spoiler-- **