Yollarım kırık. Bir saat önümü görecek kadar netlik yok, gözlerim puslu. Hedeflediğim şeyler polise yakalanmamak için sürekli yer ve kılık değiştiren katiller gibi. Cesaretimi Prometheus cesaretimi kaçırdı, iki gram kokain fidye istedi. Koşarken düşürdü. Kırıldı cesaretim. Yolda buldum, onardım. Yılgınlık ve kanla yapıştırdım çatlaklarını. Sonra bir Anka geldi, onu yemek istedi. Yaralandı cesaretim yapıştırdığım bütün yerlerinden. Yerden topladım, insanlardan, varlıklardan, kavramlardan ve inançlardan kaçarken, bir kadına ayağım takıldı, düştüm. Cesaretim de düştü elimden yere, tuz buz oldu. içinden korkularım çıktı, serbest kaldı. Titredim. Gidip şarap içtim yüksek sayılabilecek dağlarda, öfkelendim, tanrıya kızdım, bağırdım. Dedim ki; "Aşağı in ve şu hayatımı sen yaşa."
Sonra ne yapacağımı bilemedim. Bilemiyorum. Bilmemeye devam ediyorum bilinmezlik içinde.