sanıldığı gibi almanya'nın başına geçen bir kasap, bir manyak değildir tam anlamıyla. çok katliamlar, çok kırımlar yapmıştır. ama bence bu adam bir dahi. şimdi dedesi nenesi toplama kamplarında toplu fırınlarda yakılanlar veya yakılmayanlar bu fikrime karşı geleceklerdir. aslında uzun uzun okuduğum kitaplardan edindiğim tecrübeyle çok şey yazmak isterdim amma velakin canım istemiyor gece gece. "be pezevenk, madem siktir git yat!" diyebilirsiniz, siz de haklısınız.
adolf hitler, halkı etkilemeyi çok iyi bilen bir adamdı en başta. 1933'te iktidara geldikten sonra, o ve partisi nsdap, her büyük oy alan, çok desteklenen liderde olan hitabet ve etkileme özelliği had safhada olan bir adamdır. ki konuşmalarından sonra, hani şu bağıra çağıra yaptığı konuşmalardan illa ki bir ikisini izlemişsinizdir, çok yorgun düştüğü, bitkinleştiği ve dinlenme ihtiyacı hissettiği de çok yerde yazmaktadır. ister halkı kendi yanına çekmek için olsun ister içten gelen dileklerle olsun halkı etkilemeyi başarmıştır.
adolf hitler, idealist bir adamdır. 1926-27'de tamamladığı mein kampf kitabında bile yahudilere olan nefretini ve sovyetlere karşı olan hırsını görebiliyoruz. ki yahudilere olan nefreti öyle çocukluktan falan gelmez. birinci dünya savaşı'nda almanların mağlubiyetindeki en büyük payı yahudilerde görür. zira yahudiler alman siyasetinde söz sahibi olmuşlardır birinci dünya savaşı'ndan sonra ve adolf hitler'in özlemlediği ari alman ırkına çok uzakta kalan olaylar gerçekleştirilmektedir savaş sonrası almanyası'nda. sonuç olarak hitler, savaşa katılan bütün devletler, yahudi sermayesi ve silahlarıyla beslenirken, buna sovyetler de dahil, almanya ikinci dünya savaşı'ndaki tüm ordu gücünü, uçağından tankına topuna tüfeğine kadar, kendi üretmeye çalışmıştır ve almanya savaşa girerken muazzam bir savaşım gücüne sahiptir. ve berlin kuşatılana kadar rus cephesindeki alman ordularının geri çekilmesini hazmedememiştir adolf hitler. sürekli verdiği emirlerin anlaşılamadığından veya cesurca uygulanamadığından yakınmıştır. bu bir miktar doğru olmakla birlikte, adolf hitler sadece savaşın başlarında bir kez cephede görünmüş,savaşın geri kalanını hep karargahlarından yönetmiştir. stalin de farklı bir şey yapmamıştır gerçi.
adolf hitler, otoritesini sağlamak için cana kıymaktan da çekinmeyen bir adamdır. göreve geldiğinden beri karşısındaki adamları genellikle kurşuna dizdirmiştir. buna rağmen, nazi almanyasının tanınmış simalarından goebbels, göring, himmler gibi adamlar hitler'e bağlılık yemini ettikleri halde berlin kuşatılınca pılı pırtısını toplayıp kaçma yoluna gitmiştir. hitler intihar edene kadar sürekli führer'i berlin'den kaçırma istekleri aktarılmıştır adolf hitler'e. ama hitler, berlin'den kaçmaktansa kafasına sıkmayı tercih edeceğini söylemiş ve çok büyük olasılıkla yapmıştır da.
adolf hitler, buna rağmen çok da sağlıklı bir adam değildir. geceleri genellikle uyuyamayan, doktorlarının uyaran iğneleri olmadan ayakta duramayan, göz torbaları morarıp çökmüş bir adamdır 1942'den itibaren. hele hele 1944'ten itibaren tamamen ölmüş bir vaziyettedir. savaş başlangıcına kadar bağırıp çağıran, nutuklar atan, alman ırkının üstünlüğünden haykırarak bahseden hitler'den eser yoktur. en büyük korkusu olan rusların eline geçmektense cesedinin bile yakılması emrini vermiştir.
toparlamak gerekirse adolf hitler, tek başına en büyük güçlere meydan okumuş bir adamdır. bunu kimisi onaylar, kimisi kınar ama gerçek budur. savaş açtığı sadece ingiltere, abd, sscb değil yahudilerdir. 6 milyon kadar yahudi'nin öldürülmesinden sorumlu tutulur adolf hitler dönemi. falan da filan. uykum geldi olum.
