öğrenciyim o zamanlar değerli dostlar, bir yaz günü evimin yakınındaki bakkala ekmek almaya gittim. dönerken bir de baktım yerde 5 ytl! vay be ne şanslı günümdeyim dedim, attım cebime. bir de cebimdeki 5 tl ile birleşince neler yapmazdım bu parayla; bakımsızlıktan mısır püskülüne dönmüş saçlarımı kestirebilirdim(yıkatmadan), gidip tam 3 tane evet... yanlış duymadınız tam üç tane tavuk dürüm yiyebilirdim. hatta kendime ''marlboro'', ''camel'' bilene alabilirdim, paketini de atmayıp içine ''anadolu'' doldurabilirdim... üzerine koyabilirdim masanın, diğerlerinden daha kıro olduğum için... evet, evet... ''camel'' almalıydım bu parayla. geri döndüm bakkala:
-hüsnü amca, camel versene oradan.
+böbreğeni mi sattın len eve giderken, keranacı?
-ayıp ediyon abi, bak bitiyo bu sene okul. bi işin düşerse tanımam haberin olsun.
+...
-bi dakka abi para cebin bi köşesine sıkışmıştır bekletiyorum kusura bakma... evde mi yoksa amk... unuttum galiba... ebeöbövüvü...
aradım taradım, 5 ytl lerden birini bulamadım sevgili sözlük. lidyalılar' a, midas' a ve hatta napolyon' a kahrettim; alayının amına koydum hayaller aleminde tatlı sözlük. ve birden beynimde şimşekler çaktı: '' kaybettiğin parayı buldun geri zekalı! '' evet, bakkala giderken hayattaki yegane servetim olan 5 ytl mi farkına varmadan düşürmüştüm; bulduğum para da kendi paramdı. bunu nasıl yapardım biricik dostuma! oysaki sigarasızlıktan çayı sarıp içme deneyleri yaptığım zamanlarda bile onu harcamamıştım. o da benden böyle almıştı intikamını...
ve parayla düşmandık bundan kelli... işte bu olay beni buralara getirdi sözlük, hayatımın dönüm noktasıydı bu olay. savaşı ben kazandım ve paranın amına koydum.
şimdi mi? artık o saf ve temiz ''hor kullanici'' değilim! bok gibi param var.