kimseye seçme şansı verilmedi; "baba" sıfatını taşıyacak kişi için. kimisi için bir süper kahramandı, kimisi için ise katlanılmaz bir adam. kimi evlat övdü de övdü; baş tacı etti onu, aşık bile oldu. kimisi ancak hayal kurarak değiştirmeye çalıştı. burada kimi babalar sırf karşı cinsle konuştuğu için evladını diri diri gömmeye cesaret etti ve yaptı. çocuğu için kimileri yıllarca çalışıp çabaladı. şöyle ki aslında bu sıfatı layıkıyla taşıma yarışmasıdır burası onlar için. kimisi baştan pes eder ve başka sıfatlarla mutluyum der. o zaman diğerleri için adil bir yarışma olsun. hepiniz iyi olabilir ve kazanabilirsiniz. şöyle bir bakınca ne kadar farklılar birbirlerinden dedirtiyorlar insana.
bir süre önce çizdiğim kısa hikayeden kısa bir açıklama yapacak olursak;
oğlu olacaktı onun. onun gibi beraber futbol izleyebileceği bir oğlu. aynı takımı tutacaklardı. bencilliği bu zamanlar başladı. hemşirenin "geçmiş olsun nur topu gibi bir kızınız oldu"suyla duraksamıştı öylece. ne yani? erkek adamın erkek evladı olmayacak mı gibisinden geçirdi içinden. ilk "baba" demesini istedi bencilce. erkek gibi yetiştirmeye, kendisine benzetmeye çalıştı zamanla kızını. fakat o büyüyordu; genç bir kız olacaktı. ve zamanla kızına olan ilgisinin yerini sevgisizliğe bıraktı. her yaptığı hatalıydı, ona benzemeyişi bile. büyüdükçe kadınsılaşması onun, güzelleşmesi, ilgi görmesi kızının suçuydu. anlaşamamasının nedeni sanki onun bitmek bilmez nefreti değil de kızının olmayan kötülükleriydi. her güvercin gibi uçamadı yuvasından o; daha çok kanadı kırılmış bir güvercindi. giderken burkuldu içi; kabullendi ve kendince özlemeye koyuldu. onunlayken olmuyordu onsuz da bir şeyler eksikti sanki. ilk günlerdeki gibi sevmeye başlayabilirdi başlamıştı da kızını. işte o zaman; ölüm döşeğindeki kızının başında ağlarken bile doğduğundaki aynı bencilliği oluşmuştu. kızının son çırpınışlarına şahit olurken yine son kez "baba" demesini istedi, ilk gün ki bencilliğiyle.