ocak 1996 senesinde, ege denizinde bodrumun çok yakınında bulunan türkçe ismi kardak yunanca ismi limnos olan iki kaya parçasına, türk bandıralı (yanlış hatırlamıyorsam fikret ile başlıyordu ismi) bir yük gemisinin çarpması sonucunda, yıllardır ne türkiye ne de yunanistan ın dikkatini çekmemiş olan bu kaya parçaları bir anda savaş çıkaracak kadar önem arz etmeye başladı. kaya parçasına oturan bu türk gemisine yardım ve kurtarma yapmak amacıyla olay yerine giden yunan sahil güvenlik botlarının yardım talebi, türk bandıralı gemi kaptanının ''türk sahil güvenliğinden yardım istiyoruz'' cevabıyla taleb reddedilince, kayalıkların hangi ülkenin kıta sahanlığında olduğu tartışması bir anda büyük bir krize dönüşmüştü.
yunan hükümeti, bu kayalıkların yunan kıta sahanlığında bulunduğunu ve dolayısıyla kayaklıkların yunanistan a ait olduğunu iddia ederken, türkiye osmanlı imparatorluğu ile imzalanan ege adaları antlaşmasında bu iki kayalığın yunanistan a verdiğine dair bir ibarenin olmadığını dolayısıyla kardak kayalıklarının türkiye ye ait olduğunu söylemişti.
çıkmaza giren kriz, yunanlı balıkçıların kardak kayalıklarından büyük olanına çıkıp yunan bayrağı asması ise, türkiye medyasında geniş yer bulup, halk arasında bir ufak çapta bir infiale yol açtı.
ardından hürriyet gazetesi mensubu bazı gazeteciler, yunan bayrağının asılı olduğu kayalığa çıkıp, yunan bayrağını indirdi ve yerine türk bayrağını dikti. bu durumda yunanistan halkı arasında ufak çapta bir infiale yol açtı.
yunanistan da henüz yeni iktidara gelen başbakan simitis ve ekibi, halkın aşırı tepkisinden çekinip, yunan komandolarının türk bayrağının olduğu adaya çıkarıp, yunan bayrağı aserken sökülen türk bayrağını resimlerini bütün dünya ajanslarına dağıtılması ise ardından olası bir türk ordusu manevrasına karşın iki afedersiniz göt kadar adaya koca yunan donanmasını yığması, türk silahlı kuvvetlerini tam teyakkuza geçirdi.
her iki hükümet yetkilileri ise ileride ki seçimler için halkın gözünde kahraman olma amacıyla yangına körükle gitmekten çekinmiyordu.
akabininde abd ilk ateşi açan abd yi karşısında bulur söylemine karşılık, tansu çiller in onayıyla türk silahlı kuvvetlerine mensup 5 türk sat komandosu göt kadar adayı ablukaya almış yunan donanmasının arasında gizlice diğer kayalığa çıkıp türk bayrağını asmıştı.
bu olay yunanistan hükümetinde adeta bir deprem etkisi yaratmıştı. hemen yunan hava kuvvetlerini ege denizi üzerinde etkin hale getiren simitis, artık savaşın olacağını gösterirken, türk hava kuvvetleri de ege denizinde yunan f-16 larıyla it dalaşına girmekten çekinmiyordu.
bu krizin patlayıp, top yekün savaşa dönüştürecek açıklama yunanistan başbakanı simitisten geldi. simitis açıklamasında;
''ege denizi bir yunan gölüdür'' dedi.
bu apaçık türkiye nin ege denizinde bir hakkı olmadığını ve ege denizinde bir işgalci olarak göstermekteydi.
tansu çiller hükümeti hemen mgk toplantısı yaparak askere açıkca saldırı için hazırlıkların tamamlanmasını, ve kısa sürede savaşa hazır olunulmasını istedi.
işte bu denli savaşın eşiğine gelinen bir krizi, tek bir adam tek bir cümleyle seviyeli olarak dindirmeyi başardı.
mgk toplantısı sonrası makam aracına doğru giden cumhurbaşkanı demirel e gazeteciler,
''efendim yunanistan başbakanı ege bir yunan gölüdür dedi, ne diyorsunuz? ''
demirel her zaman ki 15 dakika düşünme moduna girip çıktıktan sonra, yavaş yavaş kelimeleri ağzından çıkartarak krizi yavaş yavaş bitmesinin başlangıcı olan şu efsane cümlesini kurdu;
''egeeee pbir yunan gölü... deeeldir, e tabii egeee pbirr türk gölü de deeeeldir.....binaenaleyh, ege bir göl deeldir ki denizdir. ''