sözlük yazarlarının itirafları

entry163209 galeri ses32
    46962.
  1. özet:özet geçemeyeceğim kır dizlerini oku.

    lise hazırlık sınıfındayken boş dersin birinde toprak sahada oynadığımız maç esnasında yaşadığım bir olayın hayatımın geri kalanına yön verebileceği hiç aklıma gelmezdi. toprak sahada oynanan maçta, kendimizi kaybetmiş deli danalar gibi top peşinden koştururken bir anlık dengeyi yitirip yere düştüğümde bunun normal bir yere düşme olmadığını attığım acı çığlık da belirtiyordu. toprağa gömülü ucu keskin bir taş parçası diz kapağımı boydan boya yırtmış kemik görünüyordu. gri kumaş pantolon kırmızıya bulanmış hafif çamurlu bir görüntü ile hastaneye gittim ve pansuman yapıldı ama bu olaydan yaklaşık 4-5 saat sonra okuldan sonra eve gidince.

    çok geçmedi ki diz kapağım çok fena acıyor ve dizimi bükemiyordum. yaranın etrafı iltihap kapmış ve çok da etkili bir iltihap kurutucu hap verilmiş bana. ben nereden bilebilirdim bunun asidik özellikli bir iltihap kurutucu hap olduğunu. neyse tok karnına almam gereken bu asidik özellikli hapı üşengeçliğim yüzünden sabahları daha çok uyuyayım diye aç karnına alıyordum. ta ki 3 ya da 4 gün sonra karnımdaki tarifi mümkün olmayan zulüm akan bir acıyla karşılaşana dek.

    mide üşütmesi ya da basit bir hastalık değildi. canım pekti benim bu tip şeylerde insanları asla rahatsız etmeyeceğimi anlamış olmalı annem ki 2 alt komşumuz taksi şoförü işten gelen ali amcanın arabasını görür görmez hemen hastaneye götürmeye karar verdi beni.

    hastaneye gözlerimde yaş oluk oluk gittim. hayatımda ilk kez ağlıyordum belki de doğumdan sonraki o anları saymazsak. acil servise girdik iki kişi kolumda. röntgen çekilecek ama ayakta duramıyordum son bir ıkınma ile çabuk çek diye bağırdığımı hatırlıyorum. yavaş yavaş bilincimi kaybetmeye ve etrafın siyah siyah kareler halinde görüldüğünü hatırlıyorum.

    röntgen sonucu gelmişti. haplar mideme yapışmış, mide 3 yerinden delik acil ameliyat lazım. bunun üzerine zaten doktor yetersizliği olan devlet hastanesinden normalde yarım saatte zor gidilecek mesafeyi babamın abartısız 3-4 dakikada geldiği söylenmişti bana.

    hastaneye geldiğimizde ameliyat ekibini yatağında uykusundan kaldırmak için seferber olmuş bir topluluk karşımdaydı. akrabalar,arkadaşlar kim var kim yok herkes oradaydı. üzerimi çıkarmayı bırakın, elimi kaldıramıyordum üstün halam üzerimi çıkarmıştı diye anımsıyorum. açık mavi bir ameliyat gömleği giydirdiler normal şekilde giyilen gömleklerden farklı bir giyimi vardı. annem ve halam koluma girmişti ayaklarım yerde sürünür bir vaziyette buz gibi bir yere ilerliyordum. burası ameliyat odasıymış.

    normalde esmer olan tenim vampirleri kıskandıracak derecede beyaz olmuş. duvar gibi bir görüntüm varmış. jiletle karnımın üstündeki kılları temizlediler doktorlar. oradaki kadın doktor hangi okulda okuduğumu sormuştu. içel anadolu lisesi demiştim, benim oğlumda inşallah orayı kazanacak bu sene demişti. şimdi 10a kadar saymanı istiyoruz demişti 1-2-3 dediğimi hatırlıyorum. 4ü demiş de olabilirim dememiş de.

    ondan sonrası çok karanlık benim için gözümü açtığımda ameliyatın üzerinden tam 12 saat geçmiş ama göz kapaklarımı zar zor kaldırabiliyor haldeyim. ve aşırı bir yorgunluk vardı üzerimde. burnumda bir hortum ve bileğimde serum. bana sorulan soruları tam algılayamıyor bir vaziyette konuşmaya çalışıyordum ama her sesli harfte burnumdaki hortum canımı yakıyordu. kafamı kaldırmaya çalıştığımda başaramamıştım. tekrar tekrar denesemde olmamıştı. annem tamam oğlum bişeyciğin yok, uyu biraz daha dinlen dedi.

    okuldan öğretmenim ve arkadaşlarım gelmişti. ama yapılan esprilere gülerken sanki midem yırtılacak gibi oluyordu. resmen tepkisiz bir canlıydım artık. buna da şükürdü, çünkü nefes alabiliyor, yaşayabiliyordum. kafamı kaldıramadığım için midemi göremiyordum. sadece sağa ve sola çevirebiliyordum başımı.

    aradan 2 gün geçti doktor kontrole geldiğinde bugün seni kaldıracağız demişti. hiç bu kadar sevindiğimi hatırlamıyorum. doktor ve hemşire koluma girdiler ve yavaşça kaldırdılar beni. ama dengeyi bir türlü sağlayamıyordum dik duramıyordum ve serumu tutması için bir metal parçasını da yanıma getirdiler. zar zor bir iki adım attım ve çok mutluydum tüm koridoru 2 kere gidip geldikten sonra artık yatıralım seni dediler. olmaz dedim; karnımı görmek istiyorum dedim. tamam dediler ve tuvalete götürdüler. karşımda kocaman bir ayna. midemin üzerindeki garip görünümlü sargı bezini kaldırdılar. gözlerim doldu, koskoca yeşil yeşil dikiş ipleri. tam 10 tane ama normal dikiş iplerinden değil. kaba dikiş diye tabir edilen aciliyet gerektiren ameliyatlarda yapılması gereken dikiş türü.

    1 hafta boyunca hiç bir şey yemedim içmedim, serumdan beslendim. dilim pamuklanmıştı. onun için de bir ilaç getirip dilimdeki pamukları temizlediler. bu süreçte 5. gündü sanırım hasta ziyareti için alınmış baklavayı amcam elini havaya kaldırıp midesine indirirken içim inlemişti resmen. hiç bir şeyi bu kadar arzulayacağımı hayal etmemiştim. o gün bu gündür sevmediğim baklavayı o olaydan sonra hep anımsar ve aşeririm. entryi girerken bile canım istedi şimdi.

    1 haftanın sonunda taburcu oldum. evde sadece sıvı yiyecekler hoşaf çorba süt vb. ile 1 hafta daha beslendim. bu sırada da saçım dökülmüştü ve 1.73 olan boyuma rağmen kilom 50 idi. kongodaki zenci çocuklara benzemiştim. 2. haftanın sonunda artık normal beslenmeye başlayabilmiştim. 1 hafta daha dinlenme sürecim vardı ama çok özlemiştim arkadaşlarımı ve okulumu.

    hiç kimseye haber vermeden bir anda gitmiştim okula, tek başıma hem de. kapıyı çaldım ve içeri girdim. o anki herkesin şaşkınlığı hala gözlerimin önünde.

    evet olaylar bunlar sevgili sözlük. şu anda midemin üzerinde göbek deliğinden başlayıp göğüs kafesine doğru uzanan 15 santimlik koca koca belirgin dikiş izleri var. ve bununla yaşamayı öğrendim. ülserle yaşamayı öğrendiğim gibi.

    artık tok karnına alınan hapları aç karnına almamaya dikkat gösteriyorum ve ülserim azdığında hapımı o an hemen almayı da ihmal etmiyorum.

    allah kimsenin başına vermesin temennisiyle...
    8 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük