söylenemeyenlerin söylendiği , içten geçirilip de siyasetçi olmaları dolayısıyla yaptıkları bürokratik temas zamazingolarına takılan dallamaların bir türlü dile getiremediklerinin bir bir ortaya döküldüğü, herkesin anlayacağı net, açık ve en anlaşılır şekilde verilen beyan ve gerekli yerlere çoktan ulaşmış ultimatomlarla dolu toplantıdır.
beyanatları veren bir askerdir. asker , lafı çevirmez. çevirmediği gibi, sadece söylemesi gerekeni söyler ve susar. burda da öyle olmustur zaten. laf olmadık yerlere değil sadece illa ki olması gerekn yerlere getirilmiştir! yaşar büyükanıt , kelimeleri özenle seçmiş , bir bir ayıklamış ,görevi gereği üstüne düşeni layıkıyla yerine getirecek biçimde konuşmasını yapmıştır. bu konuşmadan , çankaya köşkü'ne çıkmak isteyenler ,kuzey ırak'ta havlayan eden zibidi soytarılar ,umarsızca beklentiler içerisinde olup da bu ülkeyi karanlık yollara saptırma eğilimde olan zamazingoların hepsi gerekli mesajları kendi adlarına çıkarmışlardır. bu gerçeğin herkes farkındadır ve türkiye için dönüm noktası döneme girilmektedir...
Yaşar büyükanıt konuşmasında şunu özetlemiştir;
''bizler askeriz. görevimiz gereği bizlerden yapılması istenen ,ülkemiz çıkarları doğrultusunda bizlere ve türkiye cumhuriyeti toprak bütünlüğüne zarar verebilecek en küçük(!) tehlikeyi dahi ortadan kaldırmaya hazırız. şu anda genel görünüm olarak bu tehlikeler mevcut olup kamuoyu da dahil herkes bundan rahatsızdır. bir asker olarak görüşümüz sorulursa , bu tehlikelerin ortadan kaldırılması adına bir operasyon yapılmalıdır lakin bize gerekli olan verilecek yetikidir. bunu verecek olan makam da bellidir. eğer yetki verilirse , biz de gereğini yaparız...''
mesaj gayet açık...
insan asker olunca , ne amerika dinliyor , ne kapitalizm , ne dengeler , ne bilmem ne!
helal olsun paşam!
helal olsun TSK!
iyi ki varsınız... allah başımızdan eksik etmesin...