(bkz: #15166057)
(bkz: #15115105)
(bkz: #6484917)
doğrudan konuyla alakalı değil ama askeri teknolojimizin ne kadar geride olduğunu açıklıyor biraz. siz hala tübitak'a askeri konularda çalışması için kaynak ayırma yerine ısparta'da, balıkesir'de tümen tümen gereksiz kalabalık beslemeye sebep olacak, subayların şoförlüğü, garsonluğu ve envayi çeşit hizmetkarlığına yapmaya neden olacak zorunlu askerliği savunun. doğru nasıl olsa şehitsin. sen o mertebeye erdikten sonra savaşı kaybetsen ne olacak? anana bacına tecavüz etmesinler, vatanıma göz koymasınlar diye şehit oluyorsun da bunu başaramadıktan sonra ne anlamı kalıyor ki? yalçın bulut abimiz memati'ye zamanında tarihi bir söz etmişti hani:
-sen hiç mezar taşında delikanlı yazdığını gördün mü? diye...
işte savaşı kaybettikten sonra kimse sana delikanlıca öldü demez. elimizdeki teknolojiyle de hiçbir güçlü devlete karşı koyamayız. insan gücünün savaşa etki oranı %10'un altında. hatırlatırım birinci körfez savaşında (ki o zaman ırak teknolojik olarak türkiye'den çok daha üstündü.) amerika 1 haftada aldı bağdat'ı. adamların karşısına ordu çıkamadı bile. hava savunmasıyla desteklenmeyen düzenli kara birlikleri hiçbir şey yapamaz. yani o en çok güvendiğimiz kara ordumuz hiçbir işe yaramaz.