dünyada kötü şeyler oldugu kadar iyi seyler, iyi şeyler oldugu kadar kötü seylerin oldugunu yasayan kişiler er yada geç farketmişlerdir.
efendim şimdi bülent ersoy'a baktğiniz vakit böyle şişmiş patladi patlayacak miğde bulantisi gibi karsiniza dikilen, vicdan azabi gibi heyhule bir zimbirti görürsünüz. ne zaman görseniz migdeniz bu görüntüye isyan ve bögggk diye kusmamak için kendinizi zor tutarsiniz.
ama naomi campbell öyle mi? o dudaklar, o bakişlar, o durus, o hatlar, o paluze gibi duran ten, o gözler, o.... (yazariniz bes dakika mola vermistir lütfen entryi takip etmeyi birakmayiniz) ne kadar güellik. sanki cennet bahcesinden kopmus gelmis bir huridir naomi.
işte insan bazen durupta düsünüyor. her şeye kadir olan, mevlam bu tez ve antitez gibi duran iki mahlukati nasil yaratti diyE? biri cenneti aladan cikma hurma, digeri ise evlerden uzak ocak cadisi. birine bak için acilsin birine bak icin kararsin. canin sıkılırsa aynaya bak içine bahar yelleri dolsun. di mi benjamin?