* keşke yerine iyi ki diyebilmek çok güzel. sahte, hüzünlü ama güzel.
* iyi ki süper mario kostümüyle bauhaus broşürü dağıtırken ağzımla burnumun yerini değiştirmişler. yoksa o gün eve yol parası vermeden gelemeyecektim.
* iyi ki beraber olduğum her kıza köpek gibi sadık olmuşum, iyi hatırlanmak güzeldir öğrendim.
* iyi ki parasızlıktan otostop çekmeye başlamışım. yoksa her yolculukta farklı farklı insanları tanımanın zevkine varamazdım.
* iyi ki bim'e muhtaç kalmışım. yoksa nerden bilecektim le cola'nın, wov'un, centro gofret'in tadını.
* iyi ki kafam matematiğe basmamış. yoksa güzel bi üniversitede edebiyat fakültesinde olamazdım.
* iyi ki babam yaşındaki adamı dövmüşüm. keza babamdan adam akıllı nasihat almama neden olan tek olaydı.
* iyi ki koca kışı aynı montla geçirmişim. yoksa tanınmayan ama akılda kalan bir silüet olmazdım.
* iyi ki utangaçlıkta bir duvarla yarışabilecek düzeyde biri olmuşum. yüzsüzlükle utangaçlık arasındaki çizginin çok ince olduğunu biliyorum. o çizgi üzerinde dengede olamadım hiçbi zaman. bu taraf güzel.
* iyi ki çoğu zaman düşünmeden konuşma gibi bir hataya düşüyorum. insanın kendini affettirmeye çalışması da güzel bi şey. hoş bi çaba.
* iyi ki çirkin kız çekiciliği diye bir şey olduğuna inanıyorum. yoksa davul bile dengi dengine sözünü çok duyardım.
* iyi ki bir sürü atasözünde şahsen rol almış, hayatıma uyarlamışım. yanlış olduklarını fark eden olabilmek de güzel bi şey.
* iyi ki kin ve nefret duygularına sevgi ve saygıya olduğum kadar sıkı sıkı sarılmışım. yoksa bazı acıları zor dindirirdim.
* iyi ki ikiyüzlü insanlara denk gelmişim hayatımın dönüm noktalarında. birçok yerde alışılmışın dışına çıkın, aykırı olun sözüne uymak zorunda kalmadım. zaten aykırılığa doğru sürüklendim.
* iyi ki mazoşit olmuşum. sadist olup başkalarının canını yakmak yanlış.
* iyi ki çocukça hayallerle özene bezene dünya para verip aldığım topu balkonuna kaçtığı için kesmiş komşumuz. yoksa öğrenemezdim patlak topa iç top koymayı.
* iyi ki hiçbir zaman paylaşılamayan olmamışım. o kadar çok zevilmektense kimse birbirine düşmesin. kötü bi şey.
* iyi ki önyargılarımın kurbanı olmuşum. başkalarının önyargılarına kurban gitmek daha çok koyardı.
* iyi ki arkadaş edinebilmek için her ortama uymak zorunda kalıp bu kaideyi elimin tersiyle itmişim. insan bir süre sonra bu şekilde bir çizgiye sahip olabilir.
* iyi ki mahalle maçlarında takıma almamışlar beni hiç. yoksa iyi bir basketbolcu olamazdım.
* iyi ki hep yanlış anlaşılan olmuşum. insanların hata yaptıklarını bir gün anlayacağı ihtimalinin olduğunu bilmek güzel.
* iyi ki her güzel söze kanan saf bi insan olmuşum. anlık mutluluklarla yetinebilmeyi öğrendim.
* iyi ki empati denen şeyden yoksun insanlara denk gelmişim hayatımın büyük bölümünde. onların yanında insan onların yerine koyunca kendini merhamet sahibi oluyor.