adını feriştah koydum dizisinde metres sözde erkeğine, yalnız geçireceklerine söz verdikleri haftasonunda, erkek gerçek karısını aradı diye trip atar, "hani sadece benle ilgilenecektin" der, arabayı alır kaçar, erkeği orman ortasında bırakır. bu arada süper duygusal bir arkaplan müziği girmiştir. sanki olayda hiç çarpık bir yan yoktur.
kayak yelleri dizisinde, baba kızına erkeklerle aynı evde üniversitede kalmasına izin vermediği için gerici ilan edilir. burada da hiç çarpık bir yan yoktur.
bir piç sevdim dizisinde, kız sokaktan kendini kurtarıp evlenen, çocuğuna babalık yapan adam yerine, yıllar önce kendini severken bırakıp giden pezevenke aşıktır, tekrar ona döner, çocuğu iyilik yapan o kurtarıcı babanın adını sayıklarken. bu da çarpık değil, normal, ne de olsa aşk var.
aynı dizide kolejin birinde almanyadan gelen havalı göt bi erkek çocuğu, bi kızı kantinde öpmüştür. kız mağdurdur, babasından şiddet görmekten korkar. erkek cocuğu eve döndüğünde zaten alamancı olan babası gram sesini yükseltmez. niye yükseltsin ki, çocuğu avrupalı, oğlu o kızla herkesin önünde ters ilişkiye girse bile hakkıdır der.
küçük kaltaklar dizisinde ortanca kız alelade ablasının kocasıyla kırıştırmıştır, hem de ablasının evinde.
şu an en çok tutan adını feriştah koydum dizisinde bile farklı dünyaların insanlarının boşanıyor olması.
muhteşem yüzyılları anlatmak gayesiyle yola çıkan dizinin, kanuni'nin uçkurunda takılı kalması.
zamanın öyle bir geçmediği dizide, kızların birinin parayla kocaya varması, diğerinin evli (ama sözde, nası olsa ayrılacak) adamla takılması, sonra ondan ayrılması, sonra tekrar şu bıyıklı jönle birleşip az önce bahsettiğim eski çaputla aşklarını yeşertmeleri, haliyle jön arkadaşın bu boynuzdan sebep kavga çıkarması ve hala bi sapkınlık yok demem.
ıhlamurlar altında dizisinde tuba büyüküstün ün oynadığı karakterin kucaktan kucağa dolaşması.
evet, bu dizilerin hepsinden en az 10ar bölüm izledim. çoğunlukla izlenmek zorunda kaldım. inanın bana, gençlerinizi aptal insanlar olarak yetiştirmek istiyorsanız tv'yi kapatmaktan başka çare yok. ille de vazgeçemiyorsanız, ekmek teknesinden bu yana hoşuma giden 2 dizi, Leyla ve Mecnun, Seksenler. bir çarpıklık göremedim, TRT1 bu işi yapabiliyor. siz de kendinizi veya 18-19 luk çocuklarınızı bu saçmalıklara kaptırmak istemiyorsanız, TV'nin koyunlaştırıcı ve beyin düzleştirici etkisinden kurtulun. çocuklarınıza belgesel bulun, bulamıyorsanız bana mesaj atın, atarım ben size.