beyinleri basmayan yobazların götlerinden uydurdukları bÂzı tanımlar vardır, son zamanlarda sık duyulur bunlar;
yobaz laikler...darbe çığırtkanları...huzur bozucular(samanyolu tv çok seviyor bunu)...
bu tür düşünceye sÂhip yazarlardır bunlar da. ya da çok isterler ama ulaşım sorunları veya başka sebeplerle gitmek isteyip gidemeyecek yazarlardır.
çok sorarlar sizin derdiniz ne, bu tepkiler ne diye...akıllara birkaç tanesi gelir hemen;
terörün sorumlusu kim ?
- pkk
nerden geliyorlar ?
- kuzey ırak - muhtemelen kandil dağı
diplomatik çözüm ?
- a.b.d. izin vermiyor.
asker ?
- olmayacak bir üyelik hayÂli için susturuldu.
pekiii...ikiz kuleler indirilince afganistan'a peşinden de ırak'a dalan bir devlet nasıl olur da 30.000 can verdiğimiz terörün kaynağını temizlememize izin vermez ?
- çünkü hükümetiniz kukladır, biz özgür bir ülke istiyoruz, biz manda'yı taaa sivas kongresinde uygun bulmamış bir halkız.
ekonomi ??
- iyi diyorlar, enflasyon düşmüş, yabancı sermaye geliyormuş falan...
tüik, bu rakamları hesaplarken dönem ortasında endeks değiştirdi...neden akp şak şakcıları bu konudan hiç bahsetmiyor ? işlerine gelmiyor da ondan. ayrıca kimin cebi bollaştı bu 5 yılda ? zengin daha zengin, fakir daha fakir...sağ politika sankim...
biz sosyal bir hukuk devleti istiyoruz !!
atatürk ilkerine düşman olduğunu açıkca belli etmiş bir hükümet, bakanlar, imam nikahlı milletvekilleri istemiyoruz !!
biz üretim yaparak zenginleşen bir devlet istiyoruz, kendisini satarak değil !!!
kanla alınan toprak, parayla satılamaz !!
bir de ek yapalım tam olsun;
...
CUMHURiYET MiTiNGiNE ÇAĞRI
21. yüzyılda dünyanın karşı karşıya kaldığı küresel tehdit ve tehlikeleri, ülkemiz ve ulusumuzun geleceğini ilgilendiren olumsuz gelişmeleri kaygıyla izliyoruz.
Ülkemiz, içinden çıkılamayacak bir borç batağına sürüklenmiş sömürge ülke görünümündedir. Tüm ekonomik varlıklarımız, topraklarımız, sularımız, ormanlarımız, madenlerimiz ve petrolümüz özelleştirme adı altında yağmalanmaktadır. Siyasal fırsatçılık dürtüleriyle tetiklenmiş plansız nüfus artışının getirdiği olumsuzluklar ülke potansiyelinin hoyratça kullanılmasına, israfına, çevre problemlerine neden olmaktadır. Ortalama gelir ve ömür, dünya ortalama değerlerinin altındadır. işsizlik, gelir dağılımındaki korkunç adaletsizlik, dilde yozlaşma, eğitim birliği ilkesi ve laik devlet yapısıyla uyuşmayan eğitim/öğretim uygulamaları, yargı bağımsızlığına müdahaleler, cumhuriyetin temel değerlerinin "demokrasi" araç edilerek tahribatı, kabul edilemez boyutlara erişmiştir.
"Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir" diyen ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aydınlık ve onurlu yolundan saptırmak isteyenlerin, küresel sömürü güçleriyle ortaklaşa kurguladıkları ve dayattıkları politikaların oluşturduğu bu sosyo-ekonomik problemler yumağının çözümü ancak ve ancak bilimi rehber edinen ulus-devlet anlayışıyla olanaklıdır.
2007, Türkiye'nin geleceğini belirleyen, yaşamsal önemdeki kararların alınacağı ve parlamento seçiminin de yapılacağı bir yıl olacaktır. Bu bakımdan Cumhurbaşkanı seçimini rejimin teminatı açısından bir mihenk taşı olarak görüyoruz.
Ulus ve ülkenin birlik ve bütünlüğünü temsil eden Cumhurbaşkanı, her şeyden önce Cumhuriyetimizin temel değerlerini benimsemiş ve bu değerleri her zaman her yerde içtenlikle savunduğunu kanıtlamış erdemli bir kişi olmalıdır. Ulusumuzun bu arzusunu dile getirecek son uyarıyı yapmak üzere bir miting ve ardından Anıtkabir ziyareti düzenlenmiştir.
- Ülkemizin ve ulusumuzun bölünmez bütünlüğü için,
- Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti için,
- Tam bağımsız ve aydınlık bir Türkiye için,
- Cumhuriyetimizin kazanımlarına, kurumlarına sahip çıkmak ve "irticaya hayır" demek için,
14 Nisan 2007 Cumartesi günü saat 11.00 de Ankara, Tandoğan Meydanındaki "Cumhuriyet Mitingi" ne katılımınızı ve katkılarınızı saygılarımızla arz ederiz.