az önce öğrenci evimde sakin sakin , derslerden uzak , paradan daha da uzak otururkene başıma gelen fantastik doğa olayı.
ketçaplı makarnamı yemiş üzerine çayımla pötibörümü almış odamda internette vakit öldürüyordum. çaya püsküt banıp haber neyim okuyorum işte coldplay de açık. iyice gevşedim .pinhani yi de açar erir giderim diyorum kendimce ta ki o sesi duyana kadar.
akraba hediyesi emektar çamaşır makinemiz ilk adımını geçen haftalarda atmıştı. zaten alırken de kız erkek farketmez sağlıklı olsun da diyerek almıştık. sesi duyunca fırladık hemen , sandalyeden düştüm , çayımı püskürttüm falan. bi baktım sağa sola 45 derecelik açılarla zıplıyor. eksen kayması yaşamış. içinde yıkanan siyah renkli ; kapaktan poz veren yuvarlak çamaşırla izzet altınmeşeye benzettim makineyi uzaktan bakınca..
ne alakaysa amk. durdurduk işte bunu, fişi çektik. bi anda ; abi sikecem böyle aşkın ızdırabını , ben gitcem , giden günlerim oldu burada falan dedi. makine dile geldi amk. zor sakinleşti yahu. ilgisizlikten yakınıyor. yanımda hiç dişi yok diyor falan. ketılımı koyim mi yanına dedim. beğenmedi. ulan amın feryadı benim de yakınımdaki en seksi varlık aha şu ince belli çay bardağı dedim.
baktı , güldü, iç geçirdi .. sarıldık. şimdi seksen darbesini anlatıyor , çok sıkıcı lannn...
edit : suyuna antidepresan attım. sakinleşti. hayat negzel vapurlar falan da var falan diyor. sanki ömründe vapur gördü dengesiz yaa.