işin hukuki boyutunu taahhül edemesem de.
çok sevdiğim bahadır baruter in karikatürünü işleniş açısından son derce rahatsız edici buluyorum.
nasıl ki fikir özgürlüğünü savunuyor ve kısıtlayıcı her hareketi olumsuz nitelendiriyorsak bu değer yargıları sınırını aşmamızı da gerektirmiyor.
buradaki eleştirim içeriğin işleniş biçimine aslında karikatürü sahte dincilerin ipliğini pazara çıkaran bir figür olarakta algılayabilecekken o iluminaticilere özenen subliminal biçimini yadırgamamak elde değil.
dinsel içerikli espiri üretmek ısrarla tahrik etmek anlamını taşımamalı.
işin kanuni boyutu açısından bakıldığında daha fazla özgürlük istemek hakkımız olmakla birlikte halen yaşadığımız ülkenin farkında olmamakta ilginç geliyor.bazı fikirler ancak arkadaş sohbetlerinde dile getirilmeli.
temel algılanış açısından bakarsak basın karşısında gen haritasına bakılıp çocuklar daha doğmadan imha edilsin şeklinde fikrini beyan eden fütursuz okul müdürü nasıl bir katmanda tepki yaratıyorsa bu yapılan algılanma biçiminden farksız olur.