ismail abi'nin dedesi ile descartes yürüyorlardır.
descartes;
yanlışlarımızın başlıca nedeni çocukluğumuzda edindiğimiz ön yargılardır. yani yaşamımızın ilk yılların da ruhumuz bedenimize çok bağlıydı. ruhumuz ancak bedende duyumlar oluşturan şeylerle ilgileniyordu. bu duyumları kendinden dışarda şeylerin oluşturup oluşturmadığı şeylerle ilgilenmiyordu. yalnız bu şeyler, vücudu incittiği zaman acı, yararlandığı zamanda tat veriyordu. ya da kötülük çıkarmaya...
(ismail abi'nin dedesi descartesin en yakın akadaşı, önünde ki taşa tekme atarak konuşmayı böler)
ismail abi'nin dedesi descartes'in en yakın arkadaşı ;
yauvvv allah aşkına yeter yauv. yauvv ne düşük çenen varmış kardeşim. allah aşkına bi sus dekart. yalvarıyorum bi sus. allahın adını verdim bi sus. vir vir vir vir vir virvirvir bi sus yav. allah aşkına yav. ne bitmez tükenmez geyiğin varmış. yemin ediyorum kendimi geometriye verecem bu ne geyikmiş yav.
descartes;
eee düşünüyorum öyle ise varım.
ismail abi'nin dedesi descartes'in en yakın arkadaşı ;
bahçemde ki ağaçlar da varlar ama hiç düşündüklerini sanmıyorum sayın dekarr. o kadar çok düşünme. yemin ediyorum bak mahvolursun. o saçların tel tel dökülür, kafayı yersin. sonun da kötü olursun. yani o kadar çok düşünme bırak ne düşünüyon yav. gel çay demleyim sana birer çay içelim kendine gelirsin...