--spoiler--
Ancak hepsinden önemlisi, "zayıf" diye niteleyebileceğim senaryo. Jenerik tarih kitabı bilgileri ve bakışıyla doldurulmuş, bu bir. Dramatik yapıyı kurarken çeşitli çatışmalar yaratılması gerektiğini bilen, bunları klişe tarafından bile olsa kurmaya çalışan senarist, nedense o çatışmaların bir kısmını tamama erdirmeye gerek duymuyor. Sultan Mehmet'in yardımcıları arasındaki çekişmeler mesela, son kertede neye yarıyor, nereye bağlanıyor? Neden fetihin arkasındaki savaş taktiklerine, yani zekaya daha çok girmeye çalışmıyor senaryo? Artık savaşın kaybedilmekte olduğu bir noktada, gemilerin karadan yürütülerek Haliç'e indirilmesi fikri nasıl ortaya çıkar mesela? Nasıl uygulanır? Sultan Mehmet çevresinden ne tepkiler görür bu fikri üzerine? Onları nasıl ikna eder? Dramatik malzeme budur. Ama Faruk Aksoy ve senaristi Atilla Engin ne yapıyor? Sultan Mehmet günlerce çadırından çıkmayınca yardıma Akşemsettin çağrılıyor (gerçekte olduğu gibi köse değil, ak sakallı bir dede bu filmde kendisi). Akşemsettin, Fatih'i yürüyüşe çıkartıyor. Sen yaparsın diyor. Yani, gaz veriyor. Sonra bir bakıyoruz ki kızaklar kurulmuş, gemiler taşınıyor. Bu kadar basit mi yani? Bir kuşatma filminin dönüm noktası laftan mı ibaret?
--spoiler--
şeklinde eleştiriye maruz kalmış bir tarih filmi olarak görülen filmdir. Eleştirilmek istendiğinde mutlaka açık noktaların yakalanabileceği, mükemmelin aslında imkansız olduğu gerçeğine göz ardı edilerek eleştiriler diz boyudur filme karşı. Ne olursa olsun Türk Tarihine dair bu tarz filmler yapılması desteklenmelidir ki devamı gelsin.