bunun en güzel örneğini gazali verir. islamın bilimle en barışık olduğu dönemde, avrupa karanlığın en dibindeyken doğu yıldızlara isim vermekle meşguldu. sadece astronomi alanında değil, tıp, coğrafya, siyaset bilimi alanlarında da çok yetkin çalışmalar yapılmaktaydı. dönemin ünlü düşünürlerinden olan ve bilimin merkezi konumundaki bağdat medresesinde baş öğretici olan gazali bu durumdan rahatsız olur ve olaylar gelişir. gazali tasavvuf düşüncesinden de etkilenip bilimle uğraşacağınıza kendinizi dine verin, dünyadan soyutlayın der. islama fayda sağlayacak bilimlerle uğraşılmasında sıkıntı yoktur derken felsefe olsun, matematik olsun bunlar eblehtiri savunur. zamanında felsefeyi bitirmek için felsefe öğrenmişliği de vardır ancak batıda bitirmeye taşşağı yeterli olmamış sadece doğunun anasını sikmiştir. oku diye başlayan kitap nasıl bilimle barışık olmaz diyen arkadaşlar kendilerini kandırmaktan vazgeçerlerse belki daha doğru çıkarımlar yaparlar. tefsir ve kuran okumakla olsaydı uzayda geziyorduk şimdi anasını satıyım.
kaynak da verelim de çok sevdiğiniz okuma eylemini başka alanlara kaydırabilirliğiniz işe yarasın madem:
