Geçmişe duyulan özlem bireysel olduğu kadar siyasaldır da. Özellikle 90 lar sonrası yaşanan küreselleşme ve onun felsefesi postmodernizm tam da geleceğe duyulan umutların yok edilmesini içermektedir. birey gelecekten umudunu kesmeliki birşeyleri değiştirebileceğini aklından geçirmesin-dir temel olgu. hal böyle olunca geçmişin daha cazip olma durumu tek alternatif ve daha cazip oluyor. çünkü birey yalnızlaştırılmış ve umutsuzlaştırılmıştır. harekete geçmek ona çok güç gelmektedir. birey yeniyi üretemediği için eskiye dönmek istemektedir. bu toplumsal/siyasal/sistemsel bir olgudur. temeli 90 ların kapitalist restorasyon dönemiyle üretilmiştir. toplumsal dönüşümlerin yaşanabileceği, halkın kendisini yönetenlere karşı özne görebileceği bir toplumsal form istenmemektedir/tehlikedir.
birey kendi başına tüm bu genel havadan etkilenmektedir. dolayısıyla mutsuzlukların, maddi iştahsızlıkların artmasında (ki bu bir arzın da kabartmasıdır) yansıması görülmektedir.
son şey, 60 lı. 70 yılların müzikleri ile 90 lardan sonra ki ve bugünkü müzikleri inceleyiniz. en basit takip/analiz yöntemi budur. Yoksa sanatın ve edebiyatın neredeyse her alanında da mevcuttur.