Ergenliğin zorlu yollarına girmek üzere olan, henüz çocuk sayılan geleceğin büyüklerine, bu yolları yürümüş de geri dönüyor olan abi ve ablalarından bilmiş bilmiş verilen tavsiyelerdir.
Bir bilmişlik de ben yapayım bari, zira o yolları seneler geçse de unutamam yani.
Ergenliğin tadını çıkarın,
Bol bol aşık olun,
heyecanlanın,
gençlik filmleri izleyin,
saçma dergilerdeki testleri yapın,
geceleri hayal kurun,
güzel bir geleceğe inanın,
sivilcelerinizi sevin (çünkü ileride en büyük probleminiz o kadar küçük olmayacak) ve hiçbirini sıkmayın (iz yapar),
sporun dibine vurun (ileride kılınızı kıpırdatmaya gücünüz olmayacak çünkü),
anne-babanızla çatışmalarınız asgari düzeyde tutun (gerek yok hır güre),
yeteneklerinizi keşfedin,
sevdiğiniz şeylerin farkına varıp onlardan asla vazgeçmeyin (insanı en umutsuz anında dahi ayakta tutan severek yaptığı şeylerdir çünkü),
son ses müzik dinleyin,
pijama partisi, gece yarısı maçları, makarna partisi, sürpriz doğum günleri, tabu toplantıları tertip edin (gerçek hayata dalınca arkadaşlıklarınız da ihmal edilecek zira),
hayallerinizi yazın ve ulaşabildiğiniz her bir hayal için hayata daha sıkı bağlanın,
üniversiteyi milad sanmayın (çünkü üniversite hayatın başladığı yer değil, hayatın ortalandığı yerdir),
gelecek için umutlanın ama devasa ve fantezik hayallerinize umut bağlamayın (hayat hiç de hayallerdeki gibi değil, gayet sıradan),
anı yaşayın,
olduğunuzdan büyük davranmak zorunda hissetmeyin,
ergenlik atlatılası bir dönem değildir, unutmayın. (keşif dönemidir ergenlik ve keşifler aslında çok keyiflidir.)
Yeniden ergen olmayı isterdim çok, çünkü o dönemin kıymetini bilemedik hiçbirimiz. Ergenliğini iyi değerlendirenler, ileriki dönemlerde daha mutlu olurlar bence.