(bkz: vasi yolculuğu)
bu hikayeyi önce okuyorsunuz. sonra bir kez daha okuyorsunuz.sonra kurgu mu yoksa gerçekmi diye bir tartıyorsunuz. kurgu olamayacak kadar çok tesadüf sadece gerçek hayatta olur diyorsunuz. bu olmasın artık yeter derken daha beteri olunca, aradaki bir iki ufak sevinç sizi gülümsetmiyor.
otobüs metrobüs tren gibi bir yerlerde başlayan hikaye - komik gibi ama değil- bize bir insanın neden sadece toplu taşıma araçlarını tercih edeceğini daha sonra öğretiyor.
umarım gerçek bir hikaye değildir ve tamamen kurgudur. kimse bunu haketmiyor.
spoiler gerçekten de spoiler. hikayeyi okumadan okumayın lütfen.
--spoiler--
bir trafik kazasında öksüz ve yetim kalan bir genç ile aynı trafik kazasında yetim kalan bir başka genç kız, bu kötü tanışmadan sonra dost, dosttan sonra da aşık olmaları. yetmedi mi? o zaman size öksüz yetimin sığındığı dayısının nasıl bir öküz olduğunu da anlatayım. bu da mı yetmedi. yetimin annesini de öldürelim. hala ağlamıyorsanız eğer bu iki gencin evlenme kararı aldıkları gün gene bir trafik kazasında kızın ölümünü üstüne koyalım. ve bu tamda hayat herşeyi ile güzel giderken olsun.
bir iki notum daha var, ancak bu notlar sadece hikaye kurgu ise geçerli;
türkiyede insanlar daha çok baba tarafından değil de anne tarafından ermeni olur. bu tabiki genel bir kural olmasada ermeni bir adamın türklerden kız alması okadar kolay değil.
bıçaklanarak öldürülen bir insan öyle apar topar morga götürülmez. daha savcı gelecek, zabıt tutulacak. en az altı saat.
1983 toyota marka bir arabanın türkiye de satışı için çok erken bir tarih gibi geldi. araştırmak lazım. daha özal ın iktidara geldiği ilk yıl sanırım ve ciddi ithalat kanunları yürürlükte.