Bir de bu şiiri böyle okuyun daha mı bir güzel oldu ne sankim.
kuşlar toplanmış göçüyorlar
hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
seni o kadar yakından görünce,
hızla geçen otobüslerin ardından benzeşmek
senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruz
iyi anlarında sesin kalınlaşıyor.
baktım yeri toparlıyor ayak izleri
eşiklere oturmuş bir dolu insan
fazıl hüsnü diyor ki, ne diyor fazıl hüsnü?..
keşke yalnız bunun için sevseydim seni
ortaoyunumuzun dekoru bir kağıt mendil
ve konsolun üstünde noksan bir gümüş kutu
uzaklardaydın, oracıkta öbür kıtada,
ikinci bir parıltı var senin bakışlarında
kehanet adlı kısacık bir şiir buldum
yürüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte
iki çay söylemiştik orda, biri açık,
uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
bir şey var, ancak makilerin orda söyleyebilirim,
an ki fıskiyesi sonsuzluğun