Ders çalışmaktan bıkan gençlerin kafasındaki malum sorulardan. En azından benim günlerdir kafamda dönüp duruyö. Sonuçta herşeyin bir diyalektiği var, herşey birbirine bağlı. Yani hayat şartların, standartlarının düzelmesi için önce iyi bir işe sahip olman gerekir. Bir ev, araba, en azından kira ve diğer temel giderler için. iyi bir iş için de iyi bir eğitim ya da yükseklerde birilerinin ittirmesine ihtiyaç var. ikincisi olmadığına göre birincisini gerçekleştirmek zorundayım. iyi bir eğitim için ise iyi bir üniversiteye gitmem gerekicek. E oraya da mülakatla alınmadığına göre Sakıp Sabancı'nın da dediği gibi çalışmak, çalışmak, çalışmak. Peki ya bu çalışmak eylemini yaparken geçirdiğimiz yıllar? Hayatımızın en deli yılları. 18 yaşında biri evde oturup deneme mi çözer güzel havalarda, yoksa hayatını mı yaşar? Gençlik yıllarımızdan verdiğimiz, geriye döndüremeyeceğimiz enerji ve zamanımızla gelecekteki rahat olması gereken yaşamımızı değiş tokuş ediyoruz. Peki ya verdiğimiz onca taviz değmezse? Peki ya işsiz kalırsak? Kendimizin, ailemizin yaptığı onca emeğe rağmen, yapılan onca fedakarlığa rağmen elde sıfırın kalması, işte bu nokta, içinden çıkamadığım noktadır. Bu yüzden diyorum ki, c h a n g e t h e s y s t e m ! Oh, içimi döktüm be sözlük.