bugün tekrar oynadadım bir arkadaşla bu oyunu ve aklıma 3 yıl önce turnuvada kaybettiğim maç geldi.
son iki hamle diyordum içimden,
hata yaparsam kaybederim.aman boş ver bunları iyi bir oyuncuydum.ben hata yapamazdım,yapmazdım.evet işte böyle şimdi hamlesini yaptı rakip,herşey aklımda şimdi yavaş yavaş taşı alacaksın kaleyi bir kare aşağı indir evet işte böyle şimdi söyle hadi söyle.şah mat.montum nerede hemen masadan kalmalıyım.ben kazandım evet.işte böyle oğlum şampiyonluğa sadece bir maç kaldı.
arkadan gelen ses,ben tebrik beklerken:
- 1 dakika dur oyun daha bitmedi.bak bunu buraya oynarsam mat olmuyorum.
haklı lanet olsun.nasıl göremedim bunu ben.lanet olsun.o kadar iyi bir planın sonu bu olmamalıydı.son hamle rakibin son hamlesine bakmadım bile lanet olsun herşey bitti.
bunları düşündükten 10 dakika yaklaşık 15 hamle sonrasında kaybetmiştim.masadan buruk bir havayla kalksamda bu bir oyundu.ve rakibi tebrik ettim,o gün şampiyonluk maçına çıkamadım.ama birşey öğretmişti satranç her an herşey olabilir.hayatın her anında en iyi bildiğiniz yolda hata yapıp tepe taklak düşebilirsiniz.gerçi o günden sonra satrancın bu dersinden sonra bugüne kadar satranç oynamadım hiç.evet bir satranç oyuncusunun söylediği gibi satranç hayattır.hatta aynısı,belki daha fazlası.