evladın ümitlerini kırmak.
misal vereyim.
lise yıllarımdaydı. bir kız vardı, adı zehra. nasıl seviyorum ama var ya sözlük. cayır cayır yanıyorum kıza. öyle uzaktan bakıp bakıp yüzünde bir gülümseme bir tebessüm beni sevdiğine dair bir emare arıyorum. ve her akşam avucumu yalayarak omuzlarımda umutsuzluğun korkunç ağırlığıyla eve dönüyorum. aklımdan hiç çıkmıyor gece gündüz. her akşam kafamı yastığa koyduğumda rüyamda onu görmek için allah a köpekler gibi yalvarırdım. sözlük, var mı böyle birşey yaa kızı rüyamda görmek için gece gündüz uyuyordum. normal zamanda göremeyeceğim çünkü. açılmaya da korkuyorum. nasıl açılayım amına koyim, babam olacak... töbe töbeee ağzımı bozacağım şimdi. babam olacak herif beni değersiz ve beş para etmez biri olduğuma öylesine inandırmış ki uuuww sorma.
birgün gözümü kararttım. kıza teklif edeceğim. kafama koymuşum. aklımda planlar kuruyorum, hesaplar yapıyorum. nasıl desem ne desem. o vakit de bizim dükkandayım babam marangoz kapı yapıyoruz. neyse haci babam çekip mi istedi gönye mi istedi artık ne sikim istediyse, duymamışım. annem de şakayla karışık "oğlum aşık mısın ne, kafan epey dalgın" dedi. babam olacak şahıs "ne aşığı, kim ne yapsın bunu"
o an zaman durdu sözlük, kalbim de durdu. ne demek lan onu kim naapsın çolak mıyım sakat mıyım elim eğri gözüm büğrü mü denyo.
benim kalbim hep 17 yaşında sözlük. o gün hayat mücadelesini kaybettiğim gündür. şimdi nerde el ele gezen bir sevgili görsem allah affetsin babama ağız dolusu küfür ederim ve sanırım ki tüm sevgililer bana caba yapıyor.