- iyi günler imdat Bey, buyurun.
+ Teşekkür ederim.
- hazırsanız ingilizce mülakatımıza başlayalım.
+ tabi, başlabiliriz, hazırım.
- okkeyyy, what's your name?
+ my name is.. help!
- tamam imdat bey, biz sizi sonra ararız...
öncelikle tanım: iş görüşmesine giden ve ingilizce mülakatı geçmesi farz olan kişilere verielecek tavsiyeler bütünüdür.
daha geniş kapsamda söylebileceklerim ise kesinlikle zorlamayın kendinizi. yani seviyenizde konuşun, hatta biraz daha aşağılardan konuşun. kendinizi bir beden büyük göstermek - adamına göre- bazen işe yarasada söz konusu bir ingilizce mülakatsa hiç girmeyin derim.
ilk başlarda yaldır yaldır konuşup herifte ingilizceyi yutmuş izlenimi bırakırsanız önünüze iki seçenek çıkar:
1- herif eğer fazla hakim değilse ingilizceye sizi direk kapar alır. (örneklerini gördüm)
2- herif eğer dile acaip hakimse ingilizceye o mülakat uzarda uzar.. ve eğer ki sen olduğundan fazla gösterme gafletine düşersen herif ibini dibini kurcalar ve bir yerden sonra illa ki bocalamaya başlarsın.
ve artı olarak, rahat olun, vakıf olduğun bir alan olsun dil, eğer güvenmiyorsan girme o mülakata, moralin bozulur, ama biliyorsan gir, herifle ya da hatunla yardıra yardıra konuş, yapabiliyorsan ingilizce espriler uçur havada, ve işi al!