her erkek kendini güçlü hisseder, ağlamaz en azından ağlamamaya çalışır. her zaman her koşulda sorunun çözümü için çalışır, elinden geleni yapar. ağlamaz belki o anlarda ama yüzünden düşen bin parçadır, canı sıkkındır, içten içe sıkıntılıdır, dertlidir belli ama hep akacak olan yaşlarını tutar. bilir ki ağladığı an kendini hep güçlü hisseden o kalp, beyin, ruh o kadar güçlü değilmiş. cinsiyet ayrımcılığı gibi olmasın ama her zaman kimseye muhtaç olmadan yaşayacağını düşünür.** öyle bir an gelir; tutamaz artık o göz yaşlarını ağlar ama tek başına kimse görmemelidir, o yaşları. evliyse eşinin, çocukların yanından kaçar, göstermez çünkü onların sırtını verdikleri koca dağ gibidir, onların güvenini sarsmak istemez.* o kimseye göstermediği yaşlarda kesinlikle sevdikleri içindir; çocukları, eşi, annesi, babası içindir. ne zaman ki onlar için yapacak bir şeyi kalmadığı, kaybettiği, koruyamadığı anlar için ağlar. ağlar ve kendine kızar, neden elimden daha fazlası gelmez diye.***