anneannem hastaydı ve ben gece bir ricası olur alamaz susar falan isteyemez diye yanında yattım.
sabah kalktığımda buz gibiydi ayaklarının altıda morarmıştı meğersem ölmüş evet doğru biri öldüğünde ilk ayaktan kan çekiliyor. buna inanmazdım.
herneyse lisedeyken okulun kütüphanesine melissa p. nin kitabını götürdüm.
ilk başta hocalar farketmedi okuyan okudu. sonra ben disipline gittim.
sarhoş olunca genelde yanlız alkol alanlardanım yada alkol alınca yanındakileri kaçıranlardanım
sapıtıyorum yani ya kumsalda gözümü açarım sabah yada parkta ya dayak yemişimidr gecenin sonunda düşüp kafa gözü dağıtmışımdır. aynen öyle her içtiğimin sabahı bidaha içmicem derim bu yüzden.
birkaçkere bilerek ve isteyerek uzun şehir otobüsleri yolculuğumda kendimi yemek molalarında terkettirmişimidir. macera olsun diyerekten.
muğla üniversitesinde okurken geceleri ormana yolculuğa çıkmaya bayılırdım. büyük yaban domuzunun grubuyla karşılaşıp ağacın birine tırmanıp 1 saatten fazla ağaçta kalıp telefonumu kaybedinceye kadar.
şehir otobüsüyle yolculuklarımda otobüsün yanından geçen diğer şehir otobüslerinin içindekilere
el sallarım öpücük atarım komiklikler yaparım hayat saçma bende saçmayım.
aksyon olsun diye bir kere giden bir arabanın altında ayağımı sokmuştum ayağım ezilmiş ve sinirleri patlamıştı bir hafta yürüyemedim okuldan izin aldım yemeğim suyum önüme geldi.
anahtarları evde unuttuğum zamanlar komşunun balkonundan bizim balkona atlardım. bir kere alt komşunun balkonuna düştüm.
lisedeyken eğlence olsun diye ozamanlar kalabalık bir şehir merkezinin göbeğinde oturuyorduk.
5. kattaydık aşşağıya domates soğan yumurta patates atardık. sonunda aşağıdaki esnaflar. bizim evi bastı yusuf yusuf etmiştik.
orta okul sonu lisenin başları arasında benden hoşlanan erkekleri eve çağırır eteklerimi giydirir makyaj onlara yapar fotoraflarını çekerdim gizli hobimdi.onlara bunun en büyük sırrımız olacağına ve bizi brbirimize bağlayacağına inandırırdım birşekilde sonrada gidip okuldaki kızlara gösterirdim. çok kötüymüşüm la ben.