biology reveal purpose in the universe (doğanın kaderi: biyoloji kanunları evrendeki amacı nasıl gösteriyor) adlı 1998 basımı kitabında şu yorumu yapmaktadır:
20. yüzyıl astronomisinde ortaya çıkan yeni tablo, geçmiş dört yüzyılda bilim çevrelerinde giderek yükselmiş olan varsayıma çok güçlü bir meydan okuma oluşturmaktadır. bu, yaşamın kozmik tablo içinde tamamen rastlantısal ve önemsiz olduğu varsayımıdır.... (10)
kısacası, ateizmin belki de en temel dayanağı olan "rastlantısal evren" kavramı bugün çökmüş durumdadır. bilim adamları açıkça "materyalizmin çöküşü"nden söz etmektedirler.
sonuçta, yine patrick glynn'in ifadesiyle "20. yüzyılın sonunda modern psikoloji, dinin yerini almak bir yana, dinle yeniden tanışmaya başladı" ve "insanın zihinsel yaşamı hakkındaki salt seküler bir bakış açısının hem teorik hem de pratik düzeyde çöktüğü ortaya çıktı."
amerikan sağlık araştırmaları ulusal merkezi'nden david b. larson ve ekibi tarafından derlenen araştırma sonuçlarına göre; amerikalılar arasında dindar ve inançsız kişiler arasında yapılan karşılaştırmalar çok ilginç sonuçlar vermiştir. dindarların, dini yönü zayıf veya hiç olmayan kişilere göre; kalp hastalıklarına % 60 daha az yakalandıkları; intihar oranlarının % 100 daha düşük olduğu; tansiyon bozukluğuna çok daha düşük oranlarda yakalandıkları; sigara içenler arasında bu oranın 7'ye 1 olduğu gibi sonuçlar ortaya çıkmıştır.