31 aylık oynanılan zamanlar

entry3 galeri
    1.
  1. yaz tatilinin gelmesiyle birlikte her gün sokakta top oynamaya başlamıştık. arabalar olmadığı zaman çift kale maç yapar, sokaklarımız araba istilasına uğradığı zamanlarda ise bir duvar bulur ''alman kale'' veya ''31 aylık'' oynardık...

    oyun aralarında annelerimizin hazırladığı sandviçleri yer, topun peşinde aç karna koşmazdık. sandviçler bazen peynirli olurdu, bazen yumurta, bazen salça...

    bazen birimizin annesi karpuz alırdı, dilimler verirdi hepimize, buz gibi karpuzu kirli ellerimizle yerken kirlenmek ne kadar güzeldi...

    hastaların eksik olmadığı sokaklarda top oynama mücadelesi verirken, plastik toplar her zaman dışlanıyordu ve ''balon'' muamelesi görüyordu. futbol topu istiyorduk, vurmak istediğimiz yere gidecek, rüzgardan etkilenmeyecek güçlü bir top istiyorduk, ama almaya paramız yetmezdi... yoksulluk ne kadar acı bir gerçekti !

    taso oynamayı da ihmal etmezdik, her sene yenilenen kaldırımların müdavimleri olarak, birbirimizi keper, ''ayamaya eşeşinee''ler ile tasoya ilk kimin vuracağını seçerdik... ''kepmek'' ne kadar güzeldi...

    pantolonlarımızın dizleri yırtılırdı, anneler yama yapardı, taso oynamaktan parmaklarımız kanardı, anneler merhem sürerdi...

    bir şekilde büyüyorduk, yıllar geçiyor, top ayağımızdan uzaklaşmaya başlıyordu, tasoları çoktan bırakmıştık...

    ''ne olcam lan ben?'' kavgasının içinde bulmuştuk kendimizi, ''bu devirde ekmek aslanın ağzında'' diyen babalarımız vardı...

    yaz tatillerini babalarımızın arkadaşlarının yanında çıraklık yaparak geçirir, elimize para geçiyor diye kendimizi bir sik zannederdik, hayat ne kadar güzeldi...

    günler geçtikçe, hatırlamaz olduk birbirimizi, yolda görünce selam vermez, hatıraları yad edemez olduk...

    zillere basıp kaçmalarımızı, pazardan erik çalmalarımızı, su savaşlarımızı tarihin tozlu raflarına kaldırdık, bombok adamlar olduk...

    hayat bizimle dalga geçiyordu...
    0 ...