sürekli kendimi kendime öğüt verirken yakalıyorum ve içimi bir huzursuzluk kaplıyor nedense.
her olaydan sonra 'bak bu da böyleymiş işte falan filan' bişeler zırvalıyorum ama çoğunu da uygulayabildiğim yok.
böyle olunca önce 'aa bak bugün de bunu öğrenmiş oldum' diyorum ama sonra bunlar öğren öğren bitmez ki diye saçma sapan umutsuzluklara kapılıyorum.
çok saf olduğumu düşünüyorum bazen. bazen de çok akıllı. bazen kendime sonsuz güveniyorum bazen malın biri olup çıkıyorum.
sorunsuz, kendime güvendiğim anlarda dua ediyorum 'off hep böyle kalsın yaa bozmayalım bunu çok iyi böyle hep böyle yaşamak istiyorum' gibi zırvalara maruz bırakıyorum kendimi. ama o özgüven sahibi olduğum zaman sona erince yine sövüyorum. bu düşünceleri açıklamak bile çok karışık oturup böyle tane tane yazınca şizofren olduğumu düşündüm..
o kadar üşengecim ki. ve çoğu üşengeç kişinin aksine bu durumdan hoşnut değilim. hep erken kalkmak sürekli pire gibi çalışmak isterdim ama bu saat oldu her zamanki gibi ayaktayım ve hiçbir şey de yapmadım. bu beni o kadar üzüyor ki. bundan kurtulmaya çalışıyorum. bazen kurtuluyorum da gidip bişeyler yapıyorum dolu dolu bi gün geçiriyorum. ve gerçekten mutlu oluyorum. ama üşengeçliğimden dolayı bunu sürdürmek de imkansız..
finaller bitti ohh mis gideyim memleket havası alayım dedim üşengeçlikten onu bile doğru düzgün yapamadım.
uyuyorum diye sevgilimi kaç defa ektim.
ama bugün vedalaşırken, onu bi daha aylar sonra göreceğimi bildiğimden o kadar pişman oldum ki o vakitleri uyuyarak öldürdüğüm için.
az önce valizimi hazırladım.
bi yanım gitmek, bi yanım kalmak istiyor.
en çok da sevgilimi ve kardeşimi özleyeceğim.
bir de yatağımı.