Düşünün bir an için;
Temiz, berrak, zarif bir kadeh mayi,
içinde yeşil-altın sarısı dengesi,
Ağızda bıraktığı mayhoşluk,
Yabani çiçek kokularının zenginliği,
Doğadan akan kaynak sularının tazeliği ve serinliği...
Ve düşünün ki;
Kırmızı-kahverengi yanıklığında bir mayi,
Kadehdeki pürüzsüz ince tad,
Hafifden tereyağı kokusu ve derin denizler kadar yabancı mistik lezzetler...
işte bu gizemliliğin tümü: ŞARAP
hakkında böyle yazılar yazılabilen,yazarın hiç içmediği ama kendini en çok zorlayan günahın resmi adı.