şeriat allah'ın koyduğu, inanılmasını ve yaşanmasını emrettiği i'tikadî, içtimaî, iktisadî, hukukî ve ahlâkî kanunların bütünüdür.
yâni şeriat islâm'dır. kur'ân'dan ve hadislerden çıkan hayat nizamıdır. ezelden gelmiş, ebede gidecektir.
şeriat allah resulü'nün insanlığa getirdiği rahmet, adalet, merhamet, şefkat, huzur ve saadettir.
dünyayı ve insanı yaratan rabbü'l-âlemîn'in her zamanın ihtiyacına cevap verecek genişlik ve zenginlikte değişmez ilahî kanunlarıdır. şeriat mü'minler için kurtuluş reçetesidir. onu ilk tatbik eden allah resulü, insanlık tarihine misli olmayan bir asrı saadet yaşatmıştır.
râşit halifelerin o güzel idareleri, hz. ömer'in (ra) o parlak adalet örnekleri şeriatın eseridir.
emevîler ve abbasîler şeriatın kanunlarına riayet ettikleri nisbette ayakta durabilmişlerdir. selçuklular ve osmanlılar şeriat-ı islâmiyeye uydukları kadar hâkimiyyet sürebilmişlerdir.
bugünkü devletimizin bu kadar yaşayabilmesi de yine din ve dindarlar sayesindedir. yoksa dinsiz devlet yasayamaz. cenâb-ı hak kur'ân-ı kerîm'de ferman ediyor: "seni din konusunda bir şeriatın üzerinde görevli kıldık. artık ona uy! bilmezlerin arzularına uyma! muhakkak allah indinde hak din islâmiyettir, yâni şeriattır."