anahtar çok küçük bir aparattır. fakat o küçücük aparat için, 45 kilometrelik bir yol gitmek zorunda kalabilirsiniz. dahası, eve girmek için o 45 kilometreyi bir de geri dönmesi var. eder mi sana 90 kilometre? istanbul trafiğinin bohemliğini * de hesaba katarsak, ve amcanızın sizinle dalga geçme süresi olarak da bir yarım saat eklersek, trafikte dingilin tekiyle atıştığınızı da varsayarsak, ortalama 2 saat gibi bir zaman dilimini çöpe attıran bir akılsızlığın, en vurucu cezası olan asilzade bir tespittir.
yalnız akılsız başın cezasını ayakların çekmesi durumu burada sonuçlanmıyor. esas akılsızlık şu ki;
amcayla yapılan geyik muhabbeti youtube'daki mağdur kullanıcının da söylediği üzere, "konu anahtardan açıldı, kaçan şampiyonluğa kadar geldi" biçiminde olacağından, anahtarı almak için geldiğinizi de unutabilirsiniz. lakin bu kez şanslısınızdır, zira arabayı çalıştırmak daha doğrusu önce kapıyı açmak için ihtiyacınız olan anahtarı da muhabbet ederken masada unuttuğunuzu hatırlayınca, eve yeniden çıkmak zorunda kalırsınız.
"bu neyin dalgınlığıdır arkadaş", diye düşünürken en yukarıda sözü edilen dingilin arka tamponuna hakan şükür'Ün plaseleri ile eş değer hafiflikte bir dokunuş yapıp yaygaranın içinde bulabilirsiniz kendinizi. o değil de, bu sene iyi kar yağdı.