geri giden çiş

entry2 galeri
    ?.
  1. okuyabilmek zor, hem de çok. öyle zengin, hali vakti yerinde, cebimize harçlığımızı koyup oyuna gönderen bir babamız yoktu anasını satayım. ama şikayet etmem hiçbir zaman, güzel bir anı olarak hatırlarım daima ve mutlu olurum. fakat o yıllarda ben çok mutsuzdum zira bende tuhaf bir şanssızlık vardı.

    evet ben yazları bir pidecide servis elemanı olarak çalışıyordum. bisiklet altımda, vızır vızır fink atıyorum mahalleleri, sokakları. her yer benden sorulur, avucumun içi gibi biliyorum her yeri ama takıldığım yerler de olmuyor değil. dedim ya şanssızlıklar peşimi bırakmıyor.

    siparişten dönüyorum, daha dükkana girmeden tutuşturdular elime fişi. izmirliler bilir. inönü caddesi, numara 893, dayre 4. (yine dayre yazmış, seni okutan hocanın amk.)

    - ya bi nefes alsaydım be abi. altıma işicem valla.
    + gelince işersin olum, şunu bi at, bol bol işersin. hadi benim koçum.

    iyi tamam amk. dedim içimden yüklendim pedala. ama nasıl çişim var anlatamam. evet geldim inönü caddesine, karşıma çıkan ilk binanın numarasına bakmamla, kaynar suların başımdan döküldüğünü hissetmem an sürdü. gördüğüm numara 47, gitmem gereken numara 893. bok yeyin ulan anladınız mı bok. aradaki uzaklığı tam olarak kestiremiyorum ama epey bi yolumun olduğu aşikar. çare yok gidiyorum çevir allam çevir. allahtan yokuş aşağı sallanıyorum aşağıya doğru, öylece numaralara baka baka, özenle seçtiğim küfürlerimi ede ede. be eşşeğin siki! orspu evladı! at pisliği! memlekette pideci dükkanı kalmadı deme? ulan 20 pideci geçtim be neredeyse. caddesinden. dedim ya allahtan yokuş aşağı, pedal çevirmiyorum ama geri dönüşü de düşünmüyor değilim o anda. neyse ilkin şunları bi teslim edeyim bakarız.

    nihayetinde geldim efendim. buldum 893'ü. bir yandan da haklı gururunu yaşıyorum.( sokayım öyle gurura) ama çok çişim var anacım çook. neydi bakim numara? hımm 4. basıyorum zile. cevap yok. bir daha. çkkk yok mına koyayım yok. kapıyı yumrukluyorum, bağırıyorum çıkan kimse yok. geçmiş zaman hacı. cep telefonu denen kürek yok daha piyasada. yapabileceğim hiçbir şey yok.
    bir an ses duymam ile kafayı yukarı çevirmem bir oldu veee. işte o an. bir kova su başımdan aşağı dökülüp, donuma kadar süzüldüğünü hissediyorum. ulan sizin kitabınızı zikim orspu çocukları, feryat figan, bağırmalar eşliğinde bildiğim tüm küfürler, allah ne verdiyse. sağdan soldan insanlar geldi sakinleştirmeye. oturttular beni bi yere, soluklandım biraz. sinirim öyle böyle değil ama yapılacak bir şey yok, açmadı kapıyı ipneler.

    biçare dönüyorum geri. ama ne dönmek. yokuş çıkıyorum bu sefer geri dönüş yolunda hacı. sırılsıklam olmuş bedenim, elbiselerim, kıçımdan akan ter ile beraber elimde bisikletim, bisikletin koluna taktığım pidelerim, adeta mesanemin patlamasına sebep olacak çişim ile beraber öylece yürüyoruz.

    2 saat geçti, belki de daha fazla. geldim dükkana. gelmemle beraber;

    - hııh geldin mi, gittiğin yerden de dönmek bilmezsin be koçum, hadi al kap şunları. iller bankası c blok dayre 12.

    ulan anlatsam derdimi kim dinler o hengamede amk. tuttuğum çişim bile o sinirle uçup gitti. nerde lan o kdar sidik? nereye gitti? işeyemedim bi zaman, hayret ettim.
    0 ...