malum şike soruşturmasının başladığı günden bugüne suskunluğumu korudum, olayları anlamaya çalıştım, belki de aptal gibi her açıklamaya yarı yarıya inandım ve bunca geçen süre içersindeki düşüncem (ki bu üstdüzey yöneticilerin de böyle) kabaca estek köstek yan çizmeden dil bilgisine noktalamaya önem vermeden yazıyorum;
fenerbahçe kulübü olarak uygulanan strateji şudur;
hukuka, vicdana artık ne dersen o aykırı işler yapılmış fakat bunun neticesinde sonuna kadar reddetme politikası uygulamak.
bunu neden bu kadar diretiyolar?
çünkü türkiye'de yargı kuşatması denen birşey var. bunu ben demiyorum eski anayasa mahkemesi başkanı hasan gerçeker diyor. (bunu söylerken kürsüdeydi ve karşısında cumhurbaşkanı, başbakan, vesaire devlet erkanı vardı)
eee yani?
nasıl olsa sağlı sollu yargıya müdaheleler var bu ülkede o halde bizde ülkenin büyük bir camiası olarak direte bildiğimiz kadar diretiriz, caydırırız mantığıyla haraket ediyorlar.
aziz yıldırım dahil birçok yönetim kurulu üyesinin "58. madde değişmesin, fenerbahçe küme düşürülsün, bizi bank asya ligine düşürün," tarzı açıklamaların aslında "bize atılan onca itham ve iftiraların altında kalamayız, paşa paşa cezamızı çekeriz" mesajı vermek olsa da asıl olay futbol fedarasyonun karar mekanizmasına müdahale etmek, baskı altında tutmaktır.
futbol federasyonu başkanı mehmet ali aydınlar'ı takdir ediyorum. harbiden şerefli ve haysiyetli bir adam!
neden mi?
fenerbahçe yöneticilerinin kendilerine "biz avrupa kupalarından çekiliyoruz" demiş fakat bu cihan-ı alemdeki tüm basın yayın, tv organların da "uefa fenerbahçe'yi avrupa'dan men etti" şeklinde lanse edilmiştir. (lütfen bunu tekrar tekrar okuyunuz.)
üstelik bununla da yetinmeyen fenerbahçe yöneticileri adeta sayın aydınları aşağılar nitelikte beyanlar vererek "bizi iyi temsil etmedin, iyi temsil etseydin biz senin sonuna kadar arkanda olurduk" şekli açıklamaları ne kadar da yüzsüz olduklarının göstergesidir.
asıl bomba! tüm bu gelişmeler yaşanırken insanlar bir yandan "vay amına koyim olm adamlar gidere gider diyo, düşürün bizi diyo, federasyona gider yapıyo federasyondan ses çıkmıyo" tarzı fenerbahçe'yi masumlaştıran düşüncelere çark ederken;
futbol federasyonu başkanı suskunluğunu bozup "uefa fenerbahçe'yi avrupa kupalarından men etmedi, aksine bunu fenerbahçe yöneticileri kendileri bana ilettiler fakat bu durumu bizim açıklamamız doğru olmaz siz açıklayın dediler, topu bize attılar" demesiyle aslında ne kadar da fenerbahçe'yi koruyup kolladığını göstermiş şerefli ve haysiyetli birisidir. o kadar haysiyetlidir ki şike iddianamesi savcısından aldığı belge, bilgi ve emarelere kuşkuyla bakmakta suçlamalara inanmak istememektedir. bu yüzdendir ki ince eleyip sık dokumalar, bir anda karar verip sonradan ah vah etmek istemeyişler...
bu bağlam da;
asıl amaç?
fenerbahçelileri, fenerbahçe taraftarını ve diğer tüm vatandaşların fenerbahçe adından nefret etmemesi, kınamaması, kulübünden utanç duymaması için bu strateji izleniyor.
şimdi denilebilir ki yargı kararı açıklanmadan sen kim oluyosun da açıklama yapıp karar verebiliyosun?
not: dava aleyhte sonuçlandığı tarihte bu entrynin altına ben demiştim notu düşülecektir. leyhte sonuçlanması durumunda özür dileme hakkı saklı tutulmaktadır.