iskender kebabın tarihi

entry1 galeri
    1.
  1. 1850 yıllarında Mehmet Efendi Lokantası ile işe başlayan aile, o dönemlerde Bursa'da yaygın olan kuzu çevirme ve tandırcılık işi yapmaktadır. Pişirilen etin (tandır veya kuzu çevirme) sabit mekânda olduğu kadar, baş üstündeki tablalarda satıldığı böyle bir Osmanlı döneminde oğul iskender arayışlara girerek ''işi nasıl farklılaştırabiliriz ?'' ve ''Daha iyisini nasıl yapabiliriz ?'' gibi düşünceleri Amcası Sabit Dede'den aldığı destekle hayata geçirmeye çalışır. Babasının ''Başımıza icad çıkartma'' sözleri üzerine önce konuyu annesine anlatır, sonra da babasını ikna eder. Sonuçta ''Yüzyıllardır yerdeki ateşe paralel olarak pişirilen kuzuyu, dik mangalda ayağa kaldırma!'' teklifinde bulunur babasına. Böylece dikey kebap fikrini Bursa'da denerler ve babası Mehmet Efendi ye desteğiyle iş gelişmeye devam eder...

    Bu amaçla yola çıkan iskender Efendi zamanla kemikli eti; kemik ve sinirlerinden arındırır, bir şişe takar ve bunu ateş karşısında döndürerek pişirdikten sonra ince-ince keserek sunumunu yapar. Bu farklı sunum Bursa'da çok dikkat çeker ve iskender Efendi ;nin dönen kebabı olarak anılmaya başlar. Çünkü et kemiksizdir, dikey bir ocakta pişmektedir, farklı bir şekilde kesilmektedir. Ancak bugünkü kebap şeklinde değil; daha basit, çatal ve bıçak kullanılmayan, o günkü adıyla alaturka denen pide üzerine konan etlerin kenarına konan yoğurt, salça ve tereyağı ile desteklenmiş, bir lezzet tabağı haline gelmiştir. Artık Bursa'da iskender denilince o tabak akla gelmektedir. Bu yıllarda Bursa'nın nüfusu çok azdır. Kayhan-Tahtakale-Reyhan üçgeni ve Maksem, Tophane gibi semtlerden ibarettir. insanlar birbirlerini tanımaktadır. O dönemde Mehmet oğlu iskender Efendi ile tanınmaya başlayan iskender Döner Kebap'ın sunulduğu mekân 20-30 metrekarelik bir dükkândır. 1926 yılında Harf inkılabı ile levhası olan ilk dükkâna taşınılır.

    Gel zaman git zaman önceleri halk dilinde 'döner kebap', 'döner' şeklinde anılmaya başlanmış ve lakap; Mehmet oğlu iskender Efendi şeklinde önce tabelaya ve günümüz ticari ortamında da bir ticari unvana dönüşmüştür. Ticari unvanın uzun zamandır kullanılmasıyla birlikte iskender Efendi; Bursa ile özdeşleşmiş ve adeta bir simgesi olmuş kişiliğiyle yemeğini bütünleştirerek bir ünlenme sürecine girmiştir.

    Üç erkek evlat babası olan dede Mehmet oğlu iskender Efendi, sahip olduğu bu işi çocuklarına öğretmiştir. iskender Efendi'nin ortanca oğlu olan Yavuz iskenderoğlu'nun babası Süleyman iskenderoğlu da (1909-1965), bu zanaatın inceliklerini çocuklarına öğretmiştir. Yavuz iskenderoğlu da bu bayrağı oğulları Oğuzhan ve iskender Kayhan iskenderoğlu'na her platformda eğiterek taşımaktadır.
    0 ...