seviyorum onu sözlük. yüzünü bile görmeden hayatına aşık oldum önce. ilk riski o zaman aldım tüm hayalkırıklıklarını göze alıp. çıktı geldi yıllar sonra karşıma, ilk önce gözlerinde gördüm o ışığı, ne kadar kırılıp dökülürse dökülsün inadına yaşıyordu gözlerinde her anı doyasıya, yüreğini gördüm sonra, o ne kadar çabalarsa çabalasın kötü biri olmasına fırsat vermeyecek kadar sağlamdı yüreği. ne kadar engellese de kendini, saklamaya çalışsa da gördüm bir kere. oracıkta seviverdim. çok saf, çok katıksız bir sevgiyle. incitmekten korktum, yaralamaktan. ama her ne yaparsa yapsın, nereye giderse gitsin bir risk aldım ben korkmadan. o ve hayat risk almaya değerdi sonucu ne olursa olsun. ve bugün anladım; sonucu ne olursa olsun iyi ki diyebileceğim adamın o olduğunu.
ve yine bugün anladım yaşamaya değer tek zamanın 'şu an' olduğunu. şu an'ımda da o olduğu için mutluyum ben. yaşadığım anı en ufak bir çaba göstermeden daha mutlu kıldığı için, huzurun ta kendisini bana elleriyle verdiği için.
ilk defa korkmuyorum ben birini yaşamaktan. bu huzur değil de nedir ki başka?