düğün.
doksanlı yıllarda çocuk olanlar için düğünün anlamı, pastadır. pastayı yedikten sonra zaman bir türlü geçmek bilmez. 50 tane amca ve teyze birbirlerinin çıta parmaklarını tutar, tuhaf tuhaf hareketler yaparak, halay diye tabir ettiğimiz halkoyunlarını oynardı. işte sıkıldığımız bu anlarda düğün salonunun dışına çıkıp, arkadaşlarınızla oynamak istersiniz. ama halay grubunun arkasından dolanmanız gerekmektedir. işte o anlar bir çocuğun ölüm tehlikesi atlattığı dönemlerdir. koca koca adamlar ve dev gibi kadınlar ters bir şekilde koca popoları ve iğne topuklarıyla üstünüze doğru gelirken, ezilme tehlikesi atlatırsınız. doksanlada çocuk olmuş ve düğünlere sık sık götürülen hangi birey bunları yaşamamıştır? bu yüzden düğüne giderken anneme, elbisenin popo kısmına danger yazdır derim.