kaan sezyum'un eşini kaybettikten sonra yazdığı yazı. yazı tuhaf ama gerçek. boğazımda bir şey düğümlenmedi aksine aydınlandım. hayatın anılardan ibaret olması o kadar doğru ki aten böyle düşünüyordum beni tasdik etmiş oldu. ama bir mesele var, eğer hayat anılardan ibaretse geçmişe bağlı kalarak yaşayamaya mahkumuz. sorunsal da burada doğuyor, geçmişe bağlı olunca ki son birkaç senem böyle geçti, geçiyor, anın tadına varamıyorsun. aslında biliyorsun şu an gelecekte geçmiş olacak ama şu anda geçmişe özlem duyuyorsak ne yapacağız? bilemedim. insanın mutlu olduğunu fark etmesi gerekiyor sanırım. mutlu olduğumuz zamanı fark edebiliyor muyuz? yoksa sonradan mı ampül yanıyor, vay arkadaş mutluymuşum lan geçen yaz diye. bilmiyorum. okumak lazım.