çarpılan kapının ardından
çarpmıyorsa kalbin daha hızlı
duyduğun felaketin sesi
hatırlatmıyorsa içinde kopan kıyameti
karartmıyorsa gözlerini dönerken başın
film şeridi hızla yol almıyorsa siyah ve beyaz
doğmuyorsa kışın ortasında yalın ayak koşma isteği nedensiz
basan afakanların harareti limon kokmuyorsa
ve özlemiyorsan sezen dinlerken nah yapan o çocuğu
neyi kaybettiğini hatırlamanın vaktidir
dışarının içerden daha dar olduğunu
içeride bırakarak daralttığın ömrünü
aynaya bakarak anlamazdan gelirken
tütsülenmiş duygularını dünkü gibi
güle oynaya aldırmaya gidiyorsan
son kalan sigarayı ters yakıp
sandalyeye ters oturmanın vaktidir