ikinci dünya savaşını anlatan ve kalite olarak üst klasmanda yer alması gereken bir tarantino filmi. filmin girişi ve ortalardaki bar sahnesinde gerilim en üst düzeyde tutulmuş ki seyirciyede yansıyor bu. tabii ki herkes filmden ziyade hans landa karakterine hayran. rolüne bu kadar oturan bir tip daha var mıdır bilinmez. o kadar güzel bir bayanı elleriyle boğmak dışında gayet başarılı idi. madem kaçacaktın niye boğdun sorusu sürekli kafayı kurcalıyor tabii. brad pitt karakteri yavşak amerikalı rolüne tam oturmuş. lakayt konuşması, uyuz hareketleri ile bir çok kişiyi gizli nazi hayranı yapma tehlikesi görülmüş olacak ki bar sahnesindeki prezantabl casuslarla karizma kurtarılmış. tüm amerikan filmlerinde olduğu gibi düşman lider, olabilecek en subjektif biçimde verilmiş ki bu kadar kötü bir hitler tiplemesi uzun zamandır seyredilmemişti. sanki hot shots' daki saddam hüseyin. filmin sonuda ancak hayallerde olacak kadar berbat ve bu filmin en zayıf yanını oluşturuyor. yahudi gazı alalım diye filmin sonu tam bir komediye dönmüş. bütün alman askeri ve mülki erkanı orda film izliyor, salonun ve binanın dışında nöbetçi, asker falan yok. bizim arkadaş kapıları çatırt diye üzerlerine kolayca kitleyebiliyor. her şeye rağmen sırf başı ve ortası için bile bir çok kez izlenebilecek bir film. hele ki filmin başındaki lapadite ailesine damat olarak gitmek hayalleri varken.