pek de gerçek değildir. çünkü bu vatan kurtulmamıştır. müslümanlar sadece islam devleti olan osmanlının düşmemesi için bu toprakları müdafaa etmiş, kurtarmak için mücadele etmişlerdir. müslümanlar içerisinde türkü, kürdü, lazı, arabı, çerkezi ve daha bir çok milleti de vardır. çünkü o zaman milli/kavmi değerlerin önünde ümmet-vahdet anlayışı vardır. müslüman, islam toprakları tehlikeye girdiğinde etnik kökeni farketmeksizin bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için savaşır. o dönemde de böyle olmuştur. mücadele edilmiş, ancak başarı gelmemiştir. (bkz: başarı Allah'tandır.)
bu vatan kurtulmamıştır çünkü, biz ingilizleri, fransızları, italyanları devlet dairelerinde, medyada, sokaklarda, meydanlarda, okullarda, mecliste görmekteyiz. kanları ingiliz, fransız olmasa da kafa yapıları, düşünce yapıları, dünya görüşleri, yaşam tarzları, zihniyetleri, kültürleri onlar gibidir. hatta maraşta çarşaflı bacılarımıza laf atan şerefsiz fransız askerleri, bugün meslis kürsülerinde aynı işi yapmaktadır/yapmıştır. zaten sekülerizm de onlardan gelmiştir.
artık eski tarz sömürme anlayışı yoktur. emperyalizm artık daha uyanık davranmaktadır. bir vatanı işgal edip sömürmek yerine, o vatana kendileri gibi düşünen/yaşayan bir ulu önder getirmek ve bir takım dalaverelerle halkı da bu ulu şahsın peşine takarak daha temiz ve kalıcı bir şekilde sömürmektedirler. çünkü sömürü artık sadece maddi değil, aynı zamanda manevi; kültürel, zihinsel, psikolojik ve sosyal sömürüdür. bu oyunun farkına varan müslümanlar da yine katledilerek yol temizlenmiş olacaktır. nasıl olsa süreç bittikten sonra bu katliamların üstü kapanabileceğinden her türlü katliam/zulüm meşru ve kalıcı çözüm olacaktır/olmuştur. halkın uyanmasını sağlayacak en önemli unsur olan 'kuran'a da insanların ulaşmaması için her türlü engel konmuştur. harf inkılabı gibi... zaten kuran'dan, kuranın sunduğu ideal yaşamdan uzaklaşan halk, empoze edilmesi gereken her şeye açıktır. böylece bir halkın beyni yıkanmış, islami bir toplum kaybolmuş; yerine laik, modernist, liberal,demokratik ve bir o kadar da mücrim, günahkar, ahlaksız, edepsiz, erdem anlayışından, değerlerden yoksun bir toplum gelmiştir.
şunu eklemek gerekir ki, her ne kadar şeytan ve dostlarının planları bu yönde de olsa; kuran ve sünneti yaşamlarına geçirmiş, iyiliği emredip, kötülükten sakındıran 'gerçek' müslümanlar sayıları az da olsa hala vardır.
