Her insanın unutamadığı, aklında bir sülietinin bulunduğu, adı soyadı ve hatta sevdiği tatlıya kadar bir çok şeyini asla unutamadığınız genellikle çocuk yaşlarda görülen.
Benimkisi orta sondaydı. Aydındaki okulumdan yeni nakil olmuştum. Başka bir şehir, başka bir dünya. Kimseyi tanımazdım, yeniydi bana her sıfat o zamanlar. Sınıftakilerde fiziksel büyüme baş göstermişti, kızların göğüsleri tomurcuklanırken benim de bıyıklarım vardı. Hiç unutmam maymun gibiydim. Ama babam kesme derdi. Sonra daha çok çıkarmış...
Vel asıl kelam okulda ilk günlerim. Üzerimde bir ilgi hakim. Yeni çocuk olmak da farklı bir duygu tabi. Ama ben o zamanlar içime kapanığım. Böyle tokalaşma nedir, bilmem. Yabaniyim sanki biraz. insanlarla konuşmadıkça almış başını bi söylenti. çocuğuz ne de olsa.. Kimisi sevgilisi var demiş, kimisi o bize bakmaz.. Tabii haberim yok, okulun yeni gözdesi olduğumdan. Sonra o kızı gördüm, masmavi gözleri, bok sarısı saçlarıyla yan sınıfın kapısından bana bakıyordu..
Konuşamadım tabii. Dedim ya, çekingendim. O geldi, selam verdi. Adını söyledi, ben cansu x. Tutulmuştum ben tabi. biraz ayva göbeği vardı ama belliydi, taş gibi bir hatun olacaktı ilerde. Arkadaşlığımız devam etti. Ben sevdiğimi söyledim. O arkadaş olduğumuzu.. Hayattaki ilk sosyal deneyimim bok oldu gitti. Sonra mezun olduk. Ben fotoğrafını çekmek istedim, o istemedi. O gömleğini imzalatmak istedi, ben istemedim. Sanırım birbirimizde bir anımız olsun istemedik.
Şimdi o kocaman bi doktor. Bi sevgilisi, taş gibi vücut hatları ve bmw si ile istanbul caddelerinde. Ben de burdayım sözlük.