ingilterenin uyuşturucu trafiğinin neredeyse tamamını pkk terör örgütünün yönettiği yıllardan beri bilinen bir realite. bu durumun pekala ingiliz hükumetide farkında. ingiliz hükümeti kimi zaman bu kirli trafiğe illegal suretle gayri safi milli hasılasını arttırması bakımından izin vermiş kimi zamanda ulusal basında oluşabilecek spekülasyonlara mahal vermemek ve örgüte gözdağı vermek için çeteyi lağvetme yoluna gitmiştir. bu çeteler ise her türlü koordinasyonu ve emri pkk dan almakta ve kazancın büyük kısmınıda örgüte sunmaktadır.
bir dönem ingiltere uyuşturycu trafiğini yöneten baybaşin aşiretinin illegal yapılanması birkaç yıl önce polisin yaptığı baskınlarla çökertilmiştir. soruşturmayı yöneten savcının sözleri olayın vahmametini açıklamaya yetiyor:
"sanki godfather filmini izliyor gibiydik. her gün yeni birileri gelir, ilk işleri abdullah baybaşin'in elini öpmek olurdu. baybaşin, don corleone gibi kısık sesle türkçe ve kürtçe konuşurdu. o dönemde ingiltere'ye gelen uyuşturucunun yüzde 90'ı baybaşinler'in elindeydi. her kim uyuşturucu işine girmek isterse baybaşin'in onayını almak zorundaydı. green lane'da yeni dükkan açmak isteyenler de baybaşin'e haraç vermek zorundaydı. reddedenler, ofise getirilir, çok ağır bir şekilde dövülürdü. şehirdeki diğer mafya örgütlerinden de vergi alırlardı, insan kaçakçıları bile ülkeye getirdikleri kişi başına baybaşin'e 1000 pound ödüyordu. çete uzun yıllar londra'da yaşayan türkler arasında korku saldı. haraç toplama konusunda uzmandılar. çete üyeleri daima silahlı geziyordu. artık halk rahat bir nefes alacak."