ülkücü gençlik denilince ilk ve başta gelen tek isim muhsin yazıcıoğlu dur. ondan evvel ocaklardan yetişmeyen ve o dönemde ülkücülerin sıkıntılarından anlamayan birçok mhp milletvekili, ülkü ocaklarını kendi emir erleri ve korumaları gibi görmekteydi. bu görüntüler yazıcıoğlu döneminde kaldırıldı. öyle bir ortam oluşturuldu ki milletvekilleri, mhp gençlik kolları ve ülkü ocakları merkezine danışmadan ve referanslar almadan bir işlem yapamazlardı. yazıcıoğlu ta o zamanlardan beri başbuğ dan sonra gelecek tek ve tartışılmaz lider olarak görülmekteydi. mçp kurulmuştu. türkeş in yakın tarihlerde ömrünün vefa etmeyeceğini anlayan yakınında ki birçok zatlar da yazıcıoğlunun efsaneliğini bilmekteydiler. biliyorlardı ki türkeş rahmetli olduktan sonra yerine tartışmasız şekilde ülkücü gençliğin muhsin başkanı geçecekti. bunu engellemek lazımdı. o sıralarda işkence hanelerden ve zindanlardan kurtulan yazıcıoğlu, cezaevlerin de ki dava arkadaşlarını unutmamış ve bir vakıf kurmuştu. sogev. bu vakıf vasıtası ile de tüm türkiyede cezaevlerinde yatan ülkücülere maddi ve hukuki yardımlar ulaştırılıyordu. yazıcıoğlu dışarıdaki arkadaşları ile yaptığı sohbetlerde şunu özellikle vurguluyordu: "arkadaşlar darbe öncesi ağır saldırılardaydık, bu nedenle zamansızlıklar ve imkânsızlıklar neticesinde ülkücü gençliği islami konuda azda olsa yetiştiremedik. şimdi zaman müsait ve karşımızdakilerin kitapları bile yasaklanmış durumda. tam zamanı. devlet otoritesi onarılmış durumda. ülkücü gençlik hızlı bir şekilde i̇slam kültüründe ilerleme göstermelidir ve bu konuda özel çaba sarfedilmelidir" .
türkeşin yakınlarında ki yalakalar, yazıcıoğlunu saf dışı etmek için sürekli arayışlar peşinde idiler. Ve bu fırsatı bir anlamda yakalamışlardı. Türkeş' e koştur koştur giden yalakalardan oluşan bir ekip kendisine: " efendim, muhsin vakıf ta gençliği din konusunda eğitip, refahın (refah partisi) kucağına atacak. bilginiz olsun" der. zaten o günlerde rahatsızlıklar ve çekiç güç sıkıntısı geçiren türkeşte gayri ihtiyari bu ikazı göz önüne almıştır. türkeşe sık sık yazıcıoğlu ile ilgili olumsuz bilgiler aktaran o yalaka zatlar bu kez türkeşin çekiç güç konusunda da saatler arası değişen düşüncelerine de " ne derseniz doğrudur efendim" diyerek başlarını önlere doğru sallıyorlardı. baykal çiler koalisyonuna 19 milletvekili ile destek veren türkeş, tabandan epeyce tepki almıştı.
parti genel idare kurulunu toplayan türkeş, çekiç gücün devam edip etmemesi konusunda koalisyon hükümetine destek verilip verilmemsini sordu. kurulda çekiç gücün devamına hayır görüşü çıkmıştı. türkeşte onayladı. çünkü çekiç gücün helikopterlerinin pkklılara yiyecek ve silahlar taşıdığını herkes biliyordu. bu " hayır" kararını duyan tansu çiller paniğe kapıldı ve hızlı bir şekilde türkeş ile bir araya gelerek " aman başbuğum, zorda kalacağız, arkadaşlarınızı bu konuda evet yönünde ikna edin. rica ediyorum" ısrarında bulunur ve rahmetli yi aynı gün ikna eder. rahmetli hemen partiye gelip durumu aktarır ve tekrar acilen genel idare kurulunu toplantıya çağırır.
türkeşin bu niyetini öğrenen yazıcıoğlu ve arkadaşları " olmaz böyle şey" diyerek karşı tavır sergilerler ve toplantıya türkeşin sık sık aratmasına rağmen katılmazlar. ve yazıcıoğlu öncülüğünde 8 milletvekili türkeşten bööylelikle somut olarak koptular. bu ayrılık o zaman birilerini oldukça sevindirmişti.
aynı zatlar hemen yazıoğluna alçakça bir yakıştırma yaparak " ihanet çetesinin başı gafletinde bulunmuşlardı.
yazıcıoğlu, mhpden ve türkeşten ayrılmıştı ama her zaman,
" ben ülkücüyüm, ayrılma sebeplerimde çilekeş dava arkadaşlarımın mücadelesini korumak ve kollamak içindir. mhp ve ülkücü taban ile en ufak bir kırgınlığım ve kopuşum yoktur, olamaz da" diyerek tavanda ki merkeziyetçilerle mücadele ettiğini ifade etti. Mhp nin özellikle anasolm hükumetinde aponun asılmaması konusunda mhp yi herkes eleştirirken kendisinin açıkça eleştirmemesine ise defaatlerce şahit olduğum sözleriyle " dışarıya karşı dava içinde kavga hissi vermemek için" demiştir. Mhp içerisindeki "Başbuğumun yanlışının en yanlışı , benim doğrumun en doğrusundan daha doğrudur felsefesine bit eden kültüre secde etmediğinden türkeşin yalak ekibince zaten bu dik duruşlu anadolu yiğidi hoşa gitmiyordu. Çoğunun ne mal olduğu zaten son seçimler evvelinde çıkan kasetlerle ortaya da çıkmıştı.