ilk çıktığı günden 4.sezona kadar usanmadan, sıkılmadan izledim bu diziyi. hatta ilk zamanlarda masters of horror'ı bile satmışlığım, camı çerçeveyi indirmişliğim bile vardır. fakat ne allah'ın hikmetidir bilinmez. şu son 2-3 sezonunu zerre izleyesim yok. popüler kültür zımbırtısı sağolsun, bana da bulaştı; izleyemiyorum diyordum, hatta sağda solda dönen teaserlarını görünce ortamdan kaçarak uzaklaşıyordum.
neyse bi ara ciddi ciddi düşündüm, "eh eyvallah tamam popüler kültür felan diyosun da kardeşim, somut delil ver lan bana" dedim kendime. oturdum düşündüm tabi, neden bu diziyi artık sevmediğimi kendi kendime sordum. evet bilinen birkaç neden var aslında, çoğu kişinin de katıldığı şeyler bunlar; dizinin biraz boka sarması vs vs. asıl sorun öznel nedenler ki, bunların içerisinde en dişe dokunur olanı üniversite eğitimi için denizli'de ikamet ettiğim sırada, diziyi bakkal safa amcanın da izliyor olduğunu öğrenmem olmuştu. hatta kayserili olan bu abimiz kemik izleyicilerden bile daha fazla fanatikti, şöyle ki; 2004 model ayzır laptop'unda dexter'ın duvar kağıtları dönmekteydi, her gittiğimde farklı birine denk geliyordum. neyse gel zaman git zaman derken, bir gün açtım muhabbeti bu adamla, anadolu çocuğu olan bu abimizin, kayseri'nin bağrından kopmuş, yiğit kara-yağız bi delüğanlı olduğunu da belirtmeliyim.
-abi dexter mı izliyosun?
+he yav.
-ne zamandan beri izliyosun abi?
+valla 2 sezondur izliyom topraam. sen de mi izliyon?
-eskiden izliyodum abi.
+izlenmez mi olum alemin en baba katili dekstır.
günler böyle geçedururken bakkala her gittiğimde dizinin safa amcayı nasıl bi dönüşüme sürüklediğine şahit olmaya başlayacaktım artık; dizideki ingilizce replikleri şiveyle karışık, şöylemeye çalışması mı, diziden öğrendiği felsefi söylemleri, kendi görüşleriymiş gibi iki lafın arasına sokuşturmaya çalışması mı.. ne ararsan vardı bakkal safa amcada.. ama özellikle ingilizce konuşmaya çalışması beni çok şaşırtmıştı. bi gün alayla karışık ingilizceyi ne zaman öğrendiğini sordum. verdiği cevap aynen şuydu: